Mehmet Göncü
28 Mayıs 2008
Eskiden ata baba ve dedelerimizden çok dinlerdik: “ıyi, dürüst esnaf”, “Ahi Ahlaklı zanaatkâr”, “ınanılır ve güvenilir tüccar” gibi sözcükleri.
Ben şahsen ahi geleneğini yaşayan ve Ahi Ahlakını ruhuna ve davranışlarına yansıtan bir ailenin çocuğuyum. Dedem şeh usta, Göncü Kadirilerden Hacı ıbrahim oğlu Ramazan efendi, şanlıurfa’da Göncülük sanatının en son Ahi şeyhidir. Bu nedenle; Ahilik ahlakını, dürüst esnaflığı, esnafın oto kontrol sisteminin nasıl işlediğini, toplumun omurgası konumundaki esnaf ve sanatkârın kendi arasında ve tüm halkla nasıl bir sosyal yardım ve iletişim içinde olduklarını, ödül ve ceza gibi maddi yaptırımların nasıl işlediğini, ayrıca esnaf ve sanatkârın birey olarak mana boyutunda ve itibar, şeref konusunda nasıl hassas olduklarını, “Aldatanın aslında aldanan olduğunu” hep büyüklerimden örneklerle dinlemiş, bu hususta ki menkibe ve yaşanmış hikâye ve olayları hafızama kayıt etmişimdir. Zaman, zaman da bu ibret ve örnek alınacak olayları da köşemde yazmış ve yayınlamıştım. Yazmaya da Allah nasip ederse devam edeceğim.
Demem o ki günümüzde de hala bu yüksek ahi ahlakını koruyan birçok esnaf ve sanatkârımız var.
ışte bunlara bir örnek verecek olursak; eski bir esnaf olması nedeni ile herkesin tanıdığı ve sevdiği bir kimse olan, olumlu ve yenilikçi vizyonuna ve güzel ahlakına bir çok kez tanık olduğum şehitlik Çamlık Hizmet organizasyonun sahibi Bekir Yaşar’ı örnek gösterebiliriz.
Sayın Bekir Yaşar’la bu güne kadar şahsi bir iş veya alışverişim olmamıştır. Ancak iyi, dürüst ve çalışkan bir esnaf ve yenilikçi bir girişimci olarak ismini hep duyarım. Urfa’da böyle güzel işletmeler var diye de çok sevinirim. Uygar bir toplumun çağdaş gereksinimleridir bu tür uygar hizmet organizasyonları… ılimizde de her bakımdan bu tür aktivite icra eden kuruluşlara ihtiyaç vardır. Çünkü şanlıurfa, güzel yurdumuz Türkiye’nin en önemli ve en güzel şehirlerinden biridir. Nitekim geçen Cumartesi Saat 19.00’da şanlıurfa GAP ıdaresi tesisleri içerisinde icra edilen “Urfa Lisesi mezunları 3. Buluşması” programına davetli olduğum için ben de katıldım. Programı ve içeriğini, yaşanan duygusal anları ve üstat Halil Sezgin’in sunduğu müzik ziyafetini ve neşesini yazmayı diğer yazar arkadaşlara bırakacağım. Ben bu organizasyonun hizmet icrasını dört dörtlük yapan, hemen hemen hiçbir eksik ve aksama olmadan, sunulan ikramın bol ve cömertçe takdimini, davetlilere yetecek ve artacak şekilde hazırlanmasını çok zor olan ciğer dahil, kebap çeşitlerinin toplantı alanında bir piknik havasında pişirilmesini, lolaz dahil, bir çok naturel garnitör çeşidinin bol bol ikram edilmesini, meşrubat çeşitlerinin cömertçe sunulmasını, program süresince de usta ellerle hazırlanmış marul kabuklarına sarılı meşhur çiğköfte dağıtılması ve herkese çifter, çifter ikram da bulunulması, ayrıca tatlı olarak tabaklarda baklava dağıtılması, biyanbalı şerbetinin özel giysiler içinde sıraları gezerek isteyenlere şerbet sunulması gerçekten görülmeye değirdi.
Keza; misafirlerin yolculanışlarında mırra ikramı gibi daha birçok güzelliğe tanık olduk. Ben şahsen perhizde olduğum için bu ikramları tatmadım ama arkadaşlar yiyeceklerin lezzetini öve, öve bitiremediler.
Üstüne üstlük bütün bu organizasyonun sponsorunun da Sayın Bekir Yaşar olduğunu tertip komitesinden öğrendim.
Sen sağ olasın Bekir kardeş, gönlün, gözün tok, cömert bir insansın. Allah birini bin etsin. Senin Urfa’ya getirdiğin yeniliklere daha birçok güzellik ilave edeceğinin kanaatindeyim. Halka hizmeti bir mutluluk olarak algıladığına da yürekten inanıyorum. Büyük bir takdiri gerçekten hak etmen nedeni ile de bu yazıyı kaleme aldım. Seni tekrar yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla