Mehmet Göncü
13 Aralık 2007
Bir Türk ata sözü olan bu anlamlı cümle gerçekten zenginlik, refah ve huzur içinde yaşayan kentlerin çok bakımlı pırıl pırıl olduğunu hepimiz biliriz.
Park ve bahçeleri ile yeşil alanlar ve bakımlı kaldırımları ağaçlandırılmış; geniş, temiz cadde ve sokaklar bir şehrin kalkınmışlığının ilk işaretleridir.
Televizyonlarda görüyoruz, kalkınmış ülkelerin kentleri pırıl pırıldır. Geri kalmış ülkelerin kentleri ise birer mezbelelik haldedir.
En az on bin yıllık bir geçmişi olan Urfamızın da ekonomik ve sosyolojik imkânları ve çok boyutlu potansiyeli bu kenti “Abad kent” yapma imkânına ve olanağına sahiptir.
Ancak şehrimizi mevcut pozitif imkânlarımıza rağmen , acaba bu güne kadar Abad kent konumuna getirebilmiş miyiz.?
Bu sorunun cevabını mutlaka herkes kendi yorumuna ve algılama kabiliyetine göre verecektir. Ben ise geçmişi bırakıp günümüze dönmenin daha faydalı olacağı inancındayım.
Bugün ilimizde çok güzel, dürüst ve şeffaf çalışan bir belediye, bir Kültür ve Turizm Müdürlüğü, keza; aynı şekilde faaliyet gösteren Bayındırlık, Tarım ıl Müdürlüğü, Üniversitemiz, Çevre ve Orman Müdürlüğü gibi daha isimlerini sayamadığım bir çok güzide kuruluşumuzun kentimizin Abad kent olma yolunda uğraş verdiklerini biliyor ve görüyoruz. Bu nedenle kendilerine teşekkür ediyor ve çalışmalarından dolayı da yürekten kutluyorum.
Birey olarak da bu kentin güzelleşmesine katkıda bulunacak davranışlarımız elbette vardır ve olmalıdır da. Bu faaliyetlerin neler olduğunu düşünen herkes bilir.