
Ömer Elçi
7 Haziran 2011
Ak Partili siyasilerin bazıları, ”Muhalefet partilerinin hiçbir projesi yok” veya “Bizim projelerimizi taklit ediyorlar” diyorlar…
Ak Parti siyasilerinin bazıları “Cumhuriyet tarihince 85 yılda yapılamayanları 8,5 yılda yaptık” derken, Türkiye’nin kendileriyle var olduğunu söylerken seçmeni nasıl değerlendiriyorlar?
Ak Parti siyasilerinin bazıları Türkiye genelinde hiçbir siyasal partinin icraatlarını eleştiremeyeceğini, ülke genelindeki tüm insanların kendileri gibi düşünmesi gerektiğini; Türkiye’nin ancak ve ancak Ak Parti ile dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına gireceğini savunurken Ak Parti iktidarı ile Türkiye’nin dünyanın gelişmiş 14.ülkesiyken şimdi 17.ülkesi konumuna gerilediğini neden söyleyemiyorlar?..
IMF borcu 5 Milyar dolara düşürüldü diyenler özel sektör ve kamu borçlarının 9 yıla yakın süreçte 200 milyar dolardan 520 milyar dolara yükseldiğini; cari açığın %10larda olduğu Türkiye’nin dünyanın en riskli ülkeleri konumuna geldiğini neden söyleyemiyorlar?…
Siyasiler kendi aralarında seçmeni tavlama projelerini en ince detaylarına kadar planlarken, seçmenlerin eleştirme olasılıklarına karşı projeden proje üretmeyi çok öğrenip Urfa tabiriyle heket heket laklako ile binbir gece masallarının mutluları olurlar…
*
Şanlıurfa İl Özel İdaresinin, Şanlıurfa ve ilçe belediyelerinin, Milli Eğitim, Sağlık, Tarım, İl Çevre Orman Müdürlüğü, GAP idaresi, TOKİ vs resmi kurumlarının süren; sürdürülmesi gereken projelerini süslendirip 4 yılda 400 proje taahhüdünde bulunmak Urfa seçmenine haksızlıktır diyenler gittikçe çoğalıyor.
400 değil 40, 40 değil 4 tane proje adam gibi proje olsaydı diyenler; Türkiye genelinde nüfusu belli orana ulaşan iller zaten büyükşehir olacak ve Urfa istemese de büyükşehir olacak,1600 yataklı komplike Hastane nüfusa göre ve büyükşehir olma durumunda zaten şehrin olmazsa olmazı diyenler hiç mi hiç haksız değil…
Yıllardır başlanmış, başlanılması düşünülen çalışmaları proje diye yutturmak siyaset değildir; Urfa seçmenine daha önceki dönemlerde olduğu gibi pembe rüyaya ve hülyaya yönlendirmektir.
4 yılda 400 proje taahhütnamesi kitapçığını inceleyenler yerel medyanın, köşe yazarlarının, sivil toplum kuruluşlarının kitapçıktaki numaralandırılmamış projeciklerin çok daha kapsamlı şekilde defalarca gündeme getirdiğini çok iyi biliyorlar ama rüyalarla, hülyalarla yaşamaya alışmışlar bilmedikleri gibi bilmekte istemiyorlar…
Heket heket laklako,üşüdüğünde sakoyu giyer yine bizim hakko…
Karizma olsun gerisi boş…
*
Kayserili bir adam ellisinden sonra biraz para kazanmaya başlayınca evlenmeye kalkar. Oğullarını buna karşı çıkarak: -Aman baba bu yaptığın çok ayıp, anneme haksızlık olur. Onun gösterdiği sevgi ve fedakârlığa reva mı? Ayrıca senin alacağın kadın çok şeyler ister etme eyleme. -Ossun oğlum, size ne? Kazanan da benim harcayacak olan da. Çocukları bakarlar ki babaları laftan sözden anlamıyor. Çare olarak Kayseriliye has keskin zekâlarını kullanırlar. Hem aileyi kurtarmak hem de paranın azdırdığı babalarına ders vermek için kolları sıvarlar: -Tamam baba seni evlendireceğiz. Artık annemin evde durması yakışmaz. Onu anneannemlere gönderelim. Çocuklar kendi aralarında yaptıkları planı uygulamaya koyulurlar: -Baba sana çok güzel bir kadın bulduk. Yalnız altın istiyor. -Ossun oğlum güzel ise paradan kaçmam. -Tamam, baba on bilezik, bir gelep inci alacağız. Para… -Baba burma alacağız. Para… -Baba düzen düzülecek. Para… Derken babalarını epey masrafa boğar, evlenmek istediğine pişman ederler. Nihayet annelerini bir güzel süsleyip, boyalayıp gelinlikler içinde davullu zurnalı eve gelin getirirler. Adam işi fark edemez ve hayatından çok memnun bir gün geçirir. Herkes merakla sabahı bekler. Sabah olunca adam bakar ki kadın kendi karısı… Her ne kadar belli etmese de hanımından utanır. Çocuklarının ve çevrenin yüzüne bakamaz. Çocuklar ise bir aileyi kurtarmanın sevincini yaşarlar. Bu zeka örneği hikaye Kayserililer için “anasını boyar babasına satar” sözüne sebep olurken; Urfa’daki siyasilerin bakanlıkların ve ildeki kurumların 2011-2012-2013-2014-2015 yılları içinde yapması gerekenleri allayıp pullayarak seçmene projecik oluşturması halkın kendi arasındaki konuşmalarında ”bizleri salak yerine koyanlar var her halde “ serzenişlerini oluşturmasına kızmamak gerek…
*
Dandini dandini danalı bebek, Elleri kolları kınalı bebek, Benim de yavrum cicili bebek,
Uyusun da buyusun ninni…
Dandini dandini dastana,Danalar girmiş bostana, Kov bostancı danayı,Yemesin lahanayı…
Lahanayı yemez kokunu yer,Benim de kuzum lokum yer,Uyusun da buyusun ninni,Tıpış tıpış yürüsün ninni…
Uyuyalım büyüyelim ki ilkbaharda şakşakolar açtığında şehrin mutlu ve de mesut insanları olarak bizlere ufuk oluşturup çok güzel projeler hazırlayanları şükranla anarken gidilen kır gezilerinde papatyalardan kolye yapalım…
4 yılda 400 projeye kırk bir kere maşallah…
Projeciklere proje diye alkış çalanlara kırk bir kere maşallah…
“Kırk bir az,400 projeye 400 kere maşallahhhhhhhh” diyen hakko’nun sakoyu giyip giymeyeceğini ise zaman gösterecek…