Halit Güllüoğlu
15 Mayıs 2009
Cumhuriyet kan ve can pahasına kazanılan zaferlerle kuruldu.Emperyalistler defedildi.O devrin aydınları önceden hep Avrupayı örnek almışlardı.Dili dini kültürü ve yaşam şekli ayrı olmasına rağmen.Cumhuiyetin kuruluşunda uğruna savaşılan değerlerin yarattığı birlik ve beraberliğin ihmalinden olacak;uzun yıllar baskıcı bir rejimle yönetilmeye başlandık.
Tarihimizde buna tek “Parti Devri” deriz.Amma bu dönemi yaşamayanlar işin esasını kavramakta zorluk çekerler.
İşte 14 Mayıs 1950 tarihi Demokratlaşmada bir dönüm noktası olarak anılmalıdır.Demokrasinin gereklerinin başında çok Partili hayat ve serbest seçime gelmektedir.İktidarların karşısında alternatif olarak muhalefetler siyasi Partilerle temsil edilir.1946 larda Demokrat Parti bu anlayıştaki halkı temsilen kuruldu.O tarihlerdeki seçimler Cumhuriyet Halk Partisinin sandıktan çıkıp iktidarının devamı gelenek halindeydi..Çünkü bu rejimin adı Tek Parti Devrişydi..
1946 seçimlerinde iktidar ,Demokrat Partiyi daha doğrusu halkı ciddiye dahi almamıştır.Halkın kolrkusu ve acemiliğinden gene her zaman olduğu gibi sandıklar CHP adaylarıyla doldurulmuştur.Sandıklar kaçırılmış kırılmış neticede CHP emeline kavuşmuştur.Tekrar her şeyin hakimi olarak.Sabırla çaresiz 1950 yılı beklendi.
Ancak Dünyadaki Demokratik gelişmeler başını alıp gitmiştir.Üstelik İkinci Dünya Savaşına katılmadığından ekonomisi sarsılmayan bir Türkiye vardı karşımızda.Halk kendine gelmiştir Demokrat Partiye insanımız akın akın
Kaydolup karşılıksız hizmet etmek istercesine.Geçmişin korkulu rüyalarını yenmek azmiyle.
Biz o günleri yaşadık Şanlıurfada..Esnafı köylüsü velhasıl her kesimin insanı özgürlük aşkıyla bütün varlığını Demokrat Partiyi İktidara getirmek çabasına hasretmişti..Artık zorlamalar para etmeyecekti Demokrasiye susamış insanlara.Neticede Milletin dediği oldu. Şanlıurfamızda da aynı sonuç tecelli etmiştir.
Tek Parti döneminde sözde muhalefet olsun diye bazı partiler kurdurulmuş yahut kurulmuştur.Ancak iflah edilmeden kapatılmışlardır. Üyelerinin başına gelenleri tarihten öğrenmek gerekir.Daha sonra CHP nin hırçın sayılan muhalefeti ve devrin Demokrat Partili iktidarının başına gelenler malum.Yüksek Adalet Divanınca yargılanan insanlar mağdur edilmişlerdir.Demokrasimiz baltalanıp tahribe uğramıştır.Daha sonra kurulan Partiler ise ,hep Demokrat Parti misyonunu ileri sürerek iktidar olmuşlardır.Halen de aynı anlayış sürdürülmektedir.
Önemli olan 14 Mayıs 1950 de halkın gerçek Milli İradenin sahibi olduğunu anlamasıdır.Bundan dolayı 14 Mayıs Türkiye Demokrasisi açısından önemli bir başlangıçtır.Aslında Bayram olarak kutlanması gerekir.Darbelere engellemelere rağmen artık çağdaş demokrat bir Türkiye için umutlar tükenmemiştir.
Hoşça kalın