‘Urfa’da ekmeğe standart getirilmeli’
Urfa’da vatandaşların en önemli şikayetlerinden birini de ekmek kalitesi oluşturuyor. Vatandaşlar pide fırınlarından aldıkları ekmeğin kısa sürede lastik gibi olduğundan yakınırken, fırıncı esnafı iş yüklerinin ağır olduğundan tepsi yemeği ve biber-patlıcan pişirmekten ekmeğin kalitesine zaman kalmadığını dile getiriyorlar.
Bu konu GAPGündemi Dijital Platformlarında canlı olarak yayımlanan moderatörlüğünü Gazeteci Mutlu Güneş’in üstlendiği, Veysel Polat, Mehmet Canbeyli ve Gazeteci Mehmet Faruk Deveci’nin katıldığı programda ele alındı.
İşte ortaya çıkan tespitler:
Mutlu Güneş: “Şanlıurfa’nın yıllardır süregelen sorunlarından biri de ekmek sorunudur. İnsanlar fırından aldığı ekmeği fırının önünde yemek zorunda kalıyor. Gramaj olarak pahalı ve kalitesiz bir ekmeğe sahibiz. Urfa ekmeğine belirli bir standart getirilmesi için sivil toplum kuruluşlarına, Sanayi ve Ticaret Odasına, Ticaret Borsasına, Esnaf ve Sanatkârlar Odasına, Fırıncılar Odasına, Tarım İl Müdürlüğüne ve belediyelere defaatle seslendik. Şanlıurfa ekmeğine belli bir standart ve kriter getirin. Gönül isterdi ki kaliteli ekmeği ucuza alalım. Verdiğimiz paranın hakkını almak istiyoruz. Fırıncı cephesinde durum farklı. Onlar tepsiden yakınıyor. Türkiye’nin hatta dünyanın en kaliteli buğdayını üreten bir şehirde olmamıza rağmen, Türkiye’nin en kalitesiz ekmeğini tüketen bir toplumuz.”
Mehmet Faruk Deveci, “Görüştüğüm fırıncı esnafı hamurun dinlenmesi gerektiğini söylediler. Ekmekteki sorun; gramaj sorunu, mayanın kalitesiz olması, kullanılan odunun meşe olmaması ve kalifiyeli eleman yetersizliğiyle ilgili. Bu sorunlar düzeltilmezse ne yapılırsa yapılsın boştur. Oda Başkanlığı ise sadece aidat alıyor. ‘3 gün ekmek almasalar ekmek düzelir’ diyenlerle karşılaştım. Urfa’da 2 bin ekmek fırını var. Fırıncılar Odasının kayıtlı olmayan esnaflardan aidat aldığını ve bunun suç olduğunu ifade ediyorlar. Ayrıca denetimler yetersiz.”
Mehmet Canbeyli, “Eskiden esnafın yaptığı yanlışa ‘Dur’ derdi. Şimdi öyle bir şey yok. Herkes aldığına ve verdiğine razı. 50 Kiloluk bir torba undan yaklaşık 400 ekmek çıkıyor. Fırıncılar %100’ün üzerinde kar elde ediyor. Türkiye’nin en kaliteli buğdayı madem Urfa’da yetişiyor. Neden 1. kalite unumuz yok? Neden fırıncılar 3. ya da 4. kalite un kullanıyor. Buradaki un başka yerlere ihraç ediliyor. Şehirde ekmek konusunda denetim yok. Daha yeni yeni Büyükşehir zabıtaları fırınları dolaşmaya başladı. Yanı başımızda Siverek ilçemiz var. Siverek ekmeğini 1 hafta boyunca rahatlıkla yiyebiliyorsunuz.
Ekmek zaruri bir ihtiyaç. Bütün toplumlarda zaruri ihtiyaçlar ucuz olur. Ayrıca ekmek gramajı çok az. Hijyen sıfır. İşini hakkıyla yapan fırınları tenzih ediyoruz.”
Veysel Polat: “Şehir nasılsa fırınlar da öyle olur. Şehirde bir başıboşluk ve plansızlık var. Aynı şekilde fırınlarımız da başıboş. Fırın, Urfa şehir hayatında çok önemli. Fırına gidip sadece ekmek almıyoruz. Sabahları patlıcan ve biber fırına gönderiyoruz. Birçok yemeğimiz fırına gidiyor. Ekmek almaya gittiğiniz zaman tezgâhın üzerinde envai çeşit tepsi bulunuyor. Bir sokağın başında, ortasında ve sonunda fırın görüyorsunuz. Her fırında da çalışan 5-10 kişi görüyorsunuz. Fırınlar rastgele açılmamalı. Mahallenin ihtiyacı kadar fırına izin verilmeli. Fazla olunca birbirinin müşterisini almış oluyorlar. Atıl kapasite ve gelir kaybına neden oluyor.
Tezgâh altı odunluk, içinde her türlü hayvan var. Ben fırıncıları kınamıyorum. Biz bu hale getirmişiz. Urfalılar da kendi fırınına sahip çıkmalıdır. Fırına kelle, balık, patates, patlıcan.. ve tepsi götürürken ücreti esirgemekten utanması gerekir. Urfa’nın sıcağında ateşin yanında tepsimizi pişiren fırıncının hakkı verilmelidir. Fırıncının hakkı verilsin ki kaliteli hizmet beklensin.”
KAYNAK: GAPGündemi / Tuğba Polat