‘Siyaset için insanlıktan çıkmamak lazım’
Seçim sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda DEVA Partisi Kurucular Kurulu Üyesi Essum Aslan’a hakaret eden İdris Şahin oylama sonucu disipline sevk edilmemiş, bunun üzerine Essum Aslan DEVA Partisi’ndeki görevlerini bırakmıştı.
Aslan, sosyal medya hesaplarından istifasına ilişkin daha sonra açıklama yapacağını duyurmuştu. Beklenen açıklama geldi.
SİYASET ANLAYIŞINI DEĞİŞTİRMEK İÇİN ÇOK ÇALIŞTIM
Essum Aslan, “Siyaset yapmak için insanlıktan çıkmak mı gerekiyor?” başlığı altında şu değerlendirmeyi yaptı:
”Yaşadıklarımın ülkemizin ikinci tur seçimlerine giderken yaşanması beni çok üzdü! Ancak “Sessiz kal, seçimden sonra konuşulur” cümlesi karşı çıktığım anlayışı benimsemekten başka bir anlama gelmeyecekti. Son 40 saattir bir saat uyku ve sayısız telefon görüşmesi sebebiyle bu açıklamayı ancak yapabiliyorum.
Üç yıldan fazla bir süredir bir çok arkadaşımın da yaptığı gibi, ben de kurduğumuz partiyi büyütmek ve Türkiye’deki etkin ve nobran siyaset anlayışını değiştirmek, temel değerlen ülkemizin yönetim anlayışı haline getirmek için çok çalıştım. Parti içinde üstlendiğim görevleri temel ilkeler çerçevesinde erinmeden, gayretle yapmaya çalıştım..
Ülkemizin neredeyse her yerini dolaşarak, kurucu değerlerimizi ve amaçlarımızı tüm teşkilat mensuplarımıza ve vatandaşlarımıza anlatmaya çalıştım.
Partimizin temel değerleri ve tüzüğümüzün hepimiz için bağlayıcı olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda ülkemizde inşa etmeyi düşündüğümüz demokrasiyi parti içinde de inşa etmek için çabalıyoruz
17 Mayıs’ta gerçekleşen Genel Merkez Yönetim Kurulu toplantısında, partimizin hiç bir üyesinin asla kabul edemeyeceği üzücü bir olay yaşandı.
BU OLAY BENİM ŞAHSİ MESELEM
En temel ilkelerimizden biri olan “istişare” “ortak akıl” kapsamında partimizin sözcüsü ve Seçim İşleri Başkanının açıklama olarak kurula beyan ettiği bilgilerin dayanağını sorguladım; Beyan ettiği şeylerin dayanağını açıklamak yerine, parti sözcüsü ısrarlı şekilde hakaret etmeyi tercih etti. Kabul edilemez hakaret cümleleri karşısında, şiddetli bir tavır göstermem ve Genel Başkanın ikazına rağmen partimiz adına sözcülük yapan aynı zamanda hukukçu olan kurul üyesi, şahsımdan değil kuruldan özür dilemeyi tercih etti. Tavırlarındaki çirkinliğini devam ettirince toplantıdan ayrıldım. Bu olay artık partinin iç meselesi değil, benim şahsi meselemdir. Hukukun da takip konusudur.
Mevcut düzenden en önemli farkımız sorunların üzerini örtmek değil, sorunlar tespit edip çözmektir.
Yaşanan olayın üzerinden 5 saat geçmesine rağmen refleks alamayınca, konuyu objektif olduğuna İnandığım iki basın mensubu ile paylaştım. Paylaştığım parti içi bir mesele değil; tam tersine partinin temel ilkelerini ihlal eden biriyle mücadele etme meselesidir.
Yaşadığım olayı bundan sonraki süreçte hem partinin iç hukuk yolu olan parti disiplin sürecine taşıyacağım hem de hukuki yollarla mücadele edeceğim. Parti disiplin sürecinin işleyiş şekli benim için bir turnusol kağıdı olacaktır.
Saygıyla..”