Ne ala memleket!
Urfa’da tarım arazilerindeki betonlaşma tam hız devam ediyor.
Harran Üniversitesi Tarımsal Yapılar Sulama Bölümü Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Şanlıurfa İl Temsilcisi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, Maraş merkezli depremlerin ardından kentte tarım arazilerinde betonlaşmanın daha da arttığına dikkat çekmişti. Sadece Ali Rıza hoca değil, Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu başta olmak üzere birçok Akademisyen STK temsilcisi bu durumdan kaygılı.
Son olarak Harita Mühendisi ve Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Müslüm Yıldırım bu konuya dikkat çeken çarpıcı bir yazı kaleme aldı.
Yıldırım, ‘Parsel parsel eylemişler Urfa’yı’ başlıklı yazısında,daha önce gündeme getirmesine rağmen ses çıkaran bir yetkilinin çıkmadığına dikkat çekerek şu yorumu yaptı:
”Kilometrelerce şehrin dışında, köylerde, tarlalar , fıstıklıklar kağıt üzerinde birer dönüm parçalanıp sayfiye evleri yapılmak üzere satılıyor.
Hem de Uçuk rakamlara…
Resmi Parselasyon ? Yok
Tapu ? Yok
Alt yapı ? Yok
İmar ? Yok
Kanalizasyon ? Yok
Yeterli Elektrik ? Yok
Su altyapısı ? Yok
Belediye Kontrol ? Yok
Toprak koruma kurulu müdahalesi ? Yok
Yapmayın etmeyin diyen ? Yok
Çoğunun abonesi ? Yok
Emlak vergisi ? Yok
Okuyoruz. Tarım alanlarını geleceğini düşünen ülkeler gözü gibi koruyor.
Bizde ?
Kimsenin umurunda değil.
40 km. ötede tarla alan ne zaman imara girecek diye soruyor.
Gelir yöntemine vursan m² si 40-50 TL etmeyecek yere 1000 TL istiyorlar.
Küçük bir müdahale , iki zabıta , bir güvenlik ekibi sahada görünse bu kadar hoyrat fiyatlara alıcı çıkar mı ? Çıkmaz. İnsanlar serbest sanıyor. Alana bir şey olmuyor, karışan girişen yok diyorlar.
Sonu iyi değil. Büyük mülkiyet sorunlarına, hukuki sıkıntılara gebe…
Tarım alanlarına kağıt üzerinde imar vermiyoruz diye övünüp sahada ses çıkarmayanlar ilerde nasıl yad edilecek tahmin edebilirsiniz. Görevimiz sadece resmi başvurulurda başlıyor değil mi ?
Milyonlar ortada dönüyor.
Kayıt yok,Vergi yok…
Ne ala memleket.
Ses çıkarmayın bakalım. Başımızı kuma sokmaya devam…
Hatta yapılan kaçak villalarda misafir olup balcanlı yellemeye devam…”