Mihail Şolohov’un Nobel ödüllü romanının adıydı ‘Durgun Akardı Don’. Bu romandan aynı isimle uyarlanan film; ekim devriminin fırtınalı döneminde iki aşığın içten öyküsünü de anlatıyor ve dünyada ‘Rusların Rüzgar Gibi Geçti’ si’ olarak biliniyordu. Don yine belki eskisi gibi durgun akıyordur. Fakat Rusya-Ukrayna coğrafyasında sular kirlendi artık. Oysa nisan ayındayız. Topraktaki su ağaçlarda dallara yürümeye, […]
Av.İzzet DOĞAN Eskiden ne güzel mektuplar yazardık. Fakat unutmuştuk o güzel mektupları. Senin “Küresel Medyaya Açık Mektup” unu okuyunca bende uzaklardan sana açık bir mektup yazmayı düşündüm Olena. Zaten mektubumu kapalıda yazsam, yazdıklarım aramızda kalacak mıydı ondan da kuşkuluyum. Çünkü bir zamanlar kapalı diye yazdığımız mektuplar açık olarak bize teslim edilirdi! Önceden seni tanımazdım, bilmezdim. […]
Kar, üşüyen bir halk için asla romantik yağmaz. Yalnız üşüyen değil, aç olan, yollarda kalan, korumasız, çaresiz ve yüzü gülmeyen halk içinde romantik yağmaz. O sonsuz beyazlık insanın içini ısıtmaz, duygularını coşturmaz. O şarkıda söylendiği gibi “her yerde kar vardı” ama karın keyfini süreceğimize sorunları yaşadık. İnsanlar yollarda aç ve susuz kaldı kaldı, evlerine gidemediler, […]
85 yaşında hayatını kaybeden Türk Yahudi Toplumu Onursal Başkanı Bensiyon Pinto anılarını yazdığı “Anlatmazsam Olmazdı” adlı kitabında bakın ne diyor; “Dini bir azınlık olduğumuzu pek anlamazdık. Herkes tanıdıktı. Dar bir çevrede hem dindaşlarımızla yaşamak hem de geniş toplumla (Müslüman Türkler) ve diğer dini azınlıklarla kardeş gibi yaşamaktan olsa gerek kimliğimiz üzerine çok düşünmezdik. Kimse de […]
Azgın dalgalar kıyıyı dövüyordu. Dalgaların sesini dinliyordum. Dışarıdan telaşlı bir kalabalığın seslerini duyduk. Yasemen “babam geldi” dedi. Aslında o gelen, aramızdan bir daha asla dönmemek üzere gidenimiz di. Edgar Allan Poe’nin şiirindeki gibi; Sanki “Bir gün işte bu yüzden göze geldi, Üşüdü bir rüzgarından bulutun” Azgın dalgalar kıyıyı dövüyordu, O susmuştu, Beyazlara […]
T24’te okuduğum 16 Ocak 2011 günlü bir söyleşide Helin Avşar, ablası Hülya Avşar’la bir söyleşi gerçekleştirmiş Helin Avşar ablası Hülya Avşar’a şöyle diyor: — Abla seni siyasete çok yakıştırıyorum.. Abla Hülya’nın cevabı şöyle: — Siyasetin şu anki durumunda, muhalefet edilme şeklini ve bu yüzden ortaya çıkan tabloyu beğenmiyorum… Hatta Meclise girip herkese tekme, tokat, sille […]
Cumhuriyet anıtlarının büyük heykeltıraşı, sıra dışı bir usta Prof. Dr Tankut Öktem’in vefatının 5.yılında retrospektif sergiyle sanatseverlerle buluşturulacağı haberinin alınca soluğu Atatürk Kültür Merkezinde aldık. Özverili, yurtsever bir Cumhuriyet kadını olan annesi oğlu Tankut için tuttuğu günlükte: “Büyük Gazi’nin kurduğu vatan ve tesis ettiği Cumhuriyet annesi olan Meliha Öktem senden ve senin neslinden kuvvet bekliyor. […]
Çocukluğumun unutamadığım gizemli bir yaz gecesiydi. El ayak çekilmiş, kentin sokakları boşalmış, insanlar günün yorgunluğunu gidermek için uykuya dalmaya hazırlanıyorlardı. Gökyüzünde yıldızlar sanki azalmış, rüzgâr dinmişti. Urfa her zamanki gibi sıcak bir yaz gecesinin karanlığına ve sessizliğine gömülmüştü. O gece Ben yatağımdaydım ve gözlerim geceyle vedalaşmak üzeriydi. Hiç beklenmedik, hiç umulmayan bir anda bir silah […]
Kadına şiddet, tecavüz ve taciz haberleri gibi doktor veya sağlık çalışanlarına saldırı haberleri de her gün gazetelerde, televizyonlarda yer almaktadır. Bu saldırı haberleri ile ilgili bulduğum birkaç haber başlığı şöyleydi: “Hasta yakınlarından doktora ölüm tehdidi”, “…ta hekimlere çirkin saldırı”, ””, , “Hatalı ameliyat yüzünden ölen kızı için dava açtı”, “Yanlış iğne yapan doktora 6 yıl […]
Sövmek kimileri için bir rahatlama aracı. Hatta sövmenin insanın acısını rahatlattığı bile ileri sürülüyor. Güzel bir zaman geçirmek için bulunduğunuz bir ortamda örneğin bir maçta, bir film izlerken, bir panelde, konserde bile bazen insanların yüksek sesle ve çevresinde bulunanlara aldırmadan, utanmadan sövdüklerini görürüz. Sövme dediğimiz şey namusa dokunan, ayıp, çirkin ve sözlerdir. Sövme ile rahatlamak […]