
İbrahim Halil Okuyan
19 Kasım 2007
Adına “Sınırlı Operasyon” , “Nokta Vuruşu” denilse de terör ve teröristlerle bir savaşımız olduğunu artık bilmeyen kalmadı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Seferberlik yaşı” kanunları da düzenlenirken hiç temenni etmemekle beraber “Kaygan Ortadoğu” zemininde kendimizi bir savaş ortamında da bulabiliriz. Ülkemizin ilerleme trendinde olduğunu gören dostlarımız (!) ayağımıza birkaç çelme atmadan rahat edebilirler mi? Tarihte görüldü ki, rahat edemiyorlar. Türklerin rahat ve huzur içinde olmaları ne hazin bir gerçektir ki, onları daima rahatsız etmiş, başımıza Sevr’e varan çoraplar örmeğe kalkmışlardır. Ve çok şükür ki, her seferinde rezil olmak durumunda kalmışlardır. ınşallah her zaman da böyle olacaktır.
Ama her zaman “Bıçak kemiğe dayanmadan” veya “Sözün bittiği yere gelmeden” geniş zamanla da bizim yapmamız gereken işlerin mevcut olduğunu, unutmamamız gereken safhaları olduğunu da akıldan çıkarmayalım.
Evvela şairin dediği gibi “Sulh ü şalah” istiyorsak daima cenge hazır olmamız lazım. Bunun içinde sosyal ve ekonomik şartlarımız daima yerinde ve hazır olmalı.
Vatandaşlarımız bu şuurla yetişmeli, devletini, milletini seven kişiler olmalı. Vatan ve Millet sevgisi genlerimizde yer etmeli. Yurttaşlar her konuda biri birilerine yardımcı olmalı, kanun ve nizamlara samimi şekilde uymalı ve biri birilerine kenetlenmelidirler . Öyle ki, bu bağlılık dolayısıyla nifakçılar, bozguncular aralarına girememeli, buna fırsat bulamamalılar.
Milli birlik ve beraberlik esas olmak üzere fertlerin ayrı görüşleri olsa bile insanların toleranslı bir sevgi çemberi içinde kalmalı, provakatif söylemlerden hiçbir zaman etkilenmemeli.. Devletin selâmeti için herkes elinden geldiğince çalışmalı, fedakârlığın azamisini yapabilmeli.
Ülkede vergi boşluğu olmamalı. Bilinmeli ki, alınan vergiler âli ihtiyaçlar için kullanılıyor. Devletin Milli Savunma, Milli Eğitim, Sağlık ve Enerji ihtiyaçlarını şekillendiriyor.
Ülkede demokratik hakları kullanma adına zararlı girişimlere tevessül edilmemeli. Bugünlerde sık sık şahit olduğumuz haberleşme arızaları yaşanmamalı, grevler son bulmalı, memleketin genel ahvali ve şartlar dikkate alınarak tez elden uyuşma yoluna gidilmeli. Geriye gidiş hızlandırılmamalı.
Biz bu anlayışı her yetkiliden, her görevliden bekliyoruz. Unutmayalım ki, dost bildiğimiz düşmanlar da ihtilafların çoğalmasını, her konuda biri birimize düşmemizi dört gözle beklemekte ve yanlışlarımızdan kendilerine nemalar çıkarmaktadırlar. Onlara bekledikleri fırsatları vermeyelim. Gaflet ve delaletten kurtulmasını bilelim.