İbrahim Halil Okuyan
7 Şubat 2007
ısrail, 2006 yaz mevsiminde “diş’e dokunur, hiçbir sebep yokken” adeta keyfi bir fütursuzlukla Lübnan’ı bombalamağa başladı. Asker, sivil, çocuk, kadın, yaşlı, hasta ayırt etmeden insanları öldürdü. Yaralı, sakat bıraktı. Ev, ahır, hastane, postane, fırın, aşevi ayırımı yapmadan da mekânları alt-üst etti. Yaktı, yıktı. Bu zûlüm 33 gün devam etti. Lübnan’ın yanında olan-olmayan on’larca devlet bu eyleme karşı çıktılar. Yapmayın, etmeyin, yazıktır, günahtır dediler. Anlayan, dinleyen olmadı. Birleşmiş Milletlerin, Af Örgütlerinin Savaş Karşıtı Kuruluşların protestoları, kınamaları, uyarıları boşa gitti. Bu rezaleti ve insanlık dışı, dağlar kadar farkı orantısız gücü, ısrail’i tek destekleyen, hatta teşvik eden Ülke Amerika Birleşik Devleti (ABD) idi. ısrail bu destekle Lübnan’a etmediğini komadı. Nihayet, Hizbullah’ın güçlü direnişi ile karşılaşınca ve tek taraflı açılan savaş kendisinin aleyhine gelişmeğe başlayınca pes etmek zorunda kaldı ve Birleşmiş Milletlerin araya girmesiyle sözde barış geldi. Teşkil edilen BM gücü Lübnan’a gitmeğe başladı. şimdi bu kapsamda bizim de orada bir Birliğimiz, askerimiz var. Kim ne derse desin BM gücü Lübnan’ı değil, ısrail’i korumak için orada bulunduruluyor. Lübnan, insanları ve mekânları durumu itibariyle perişanlık içerisinde. O güzelim Ülkeyi bu hale getiren ısrail ise hiçbirşey yapmamış gibi yerinde duruyor. Nasılsa “Saddam korkusu” da kalmadı. şimdi yine ABD’nin gözünün içine bakıyor ve efendisinin işareti de saldıracağı yeri gözetliyor. Çünkü, onun işi gücü bu.. Coni ne yapıyorsa Cole de onu yapmağa amade… Lübnan’da, ısrail’in verdiği zararlar hususunda kendisinden bir “Savaş tazminatı” alınmadığı gibi, dünyanın yapabileceği yardımlar toplanmağa çalışılıyor. ısrail’e bir boykot, ceza veya herhangi bir yaptırım söz konusu değil. 2007 yıl, Ocak ayının son günlerinde Paris’te toplanan bir kısım ülkeler Lübnandaki içler acısı durumu yeniden gözden geçirdiler, yeniden yardım kararları aldılar. Türkiye’den toplantıya katılan Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanımız Sayın Abdullah Gül de Ülkemizin daha önce verdiği 30 milyon dolara ayrıca 20 milyon dolar daha ilâve etmiş, böylece ısrail’in zulmünün bayındırlık hizmetleriyle izalesi için 50 milyon dolarlık bir katla sağlamışız. Çoğu ıslâm ülkelerinden olmak üzere Lübnan’a 8 milyar dolarlık bir yardım toplanmış. Dünyada milyonlarca aç insan varken 33 günlük acı bir dönemi yaşatan ve Lübnanı perişan eden ısrail’in yıktığını yeniden yapmak veya onarmak için sarfedilecek bu paralar insanlık için harcansaydı daha isabetli olmaz mıydı? ısrail’in yaptığı kötülükler her çağda katlanıyor. Allah (c.c.) Cezalarını versin.