İbrahim Halil Okuyan
13 Ekim 2006
Ramazan ay’ı gerçekten ayların sultanı. Hangi mevsime rastlasa Hicri senenin bu 9. ay’ının hali bir başka. 1427 Hicri senesinin (Milâdi 2006) içinde bulunduğumuz bu döneminde de bir huzur ve bereket var. Dileriz ki, bu güzellik bütün dünyaya yayılsın, yani tabirle “global” olsun.
Bu ay’a tekaddüm eden ilk günlerde Vatikan lideri anlı-şanlı(!) Papa sarf’ettiği münasebetsiz sözlerle islâm dünyasını karıştırmak, ümmetin ağzının tadını kaçırmak ve ıslâm Milletlerini rencide etmek istediyse de başarılı olamadı. Kendini küçülttü. Sonraki pişmanlıkları, siyasi mahiyetteki sunilikleri ile biraz daha küçüldü. “Özür” dileme büyüklüğünü dahi gösteremedi.
Bugün Ekim ayındayız. Eğer bir değişiklik olmazsa Kasım’da Türkiye’ye de gelecek. Nasıl gelecek, ne yüzle gelecek.. Halbuki, hiç icab’etmezken ve “Kendime ait değil, Bizans ımparatorlarndan birinin sözleridir..” dediği o kelâmları söylemeseydi burada daha iyi karşılanmaz mıydı? Neyse belki halkımıza böylesi daha hayırlı olmuştur.. Bu kadar büyümüşlere(!) bu kadar küçülmüşlükler yakışmıyor ama neylesin, söz ağızdan çıktımı ok gibi ulaşacağı yere ulaşıyor. Ramazan’ın hoşgörüsü de bilmem ki Papa’ya nereye kadar ulaşır. Yaşarsak göreceğiz.
Biz Ramazan’ın havasını ve ulviyetini teneffüse, içimize sindire sindire yaşamağa devam edelim ve yazımızı Ramazan’a uygun, Müslim r.a. den rivayet edilen bir mübarek diyaloğla bitirelim. Allah muradımızı hayırlı ede…
Hz. Peygamber anlatıyor:
Allahü Teâlâ, kıyamet gününde şöyle buyuracaktır:
“Ey insanoğlu! Ben hasta olmuştum da, sen ziyaretime gelmemiştin.”
ınsanoğlu:
“Ey Rabbim! Ben senin ziyaretine nasıl gelirdim ki, Sen âlemlerin Rabbisin” diyecektir.
Allahu Telâlâ ise şöyle buyuracaktır:
“Bilmiyor muydun ki, o hasta kulumun ziyaretine gitseydin, benim rızâmı ve sevabımı, filan hasta kulumun yanında bulacaktın.”
Yine Allahu Teâlâ:
“Ey insanoğlu! Beni yedirmeni istemiştim de, sen bana bir şey yedirmemiştin” diyecektir.
ınsanoğlu:
“Ey Rabbim! Ben seni nasıl yediririm ki, Sen âlemlerin Rabbisin,” diye cevap verecektir.
Allahu Teâlâ ise:
“Bilmiyor muydun ki, filan kulum kendisine bir şey yedirmeni istemişti de, sen ona yiyecek bir şey vermemiştin. Eğer ona yiyecek bir şey vermiş olsaydın, bunun ecrini ve cevabını benden bulacaktın” buyuracaktır.
Yine Allahu Teâlâ:
“Ey insanoğlu! Senden su istemiştim de, sen bana su vermemiştin” buyuracaktır.
ınsanoğlu da:
“Ey Rabbim, ben sana nasıl su veririm ki, Sen âlemlerin Rabbisin” diyecektir.
Allahu Teâlâ:
“Filan kulum senden su istemişti de, sen ona su vermemiştin. Eğer vermiş olsaydın, bunun sevabını benden bulacaktın” buyuracaktır.”