Ömer Elçi
3 Ocak 2008
Her yılın ilk günlerinde insanların çoğu geçmiş yaşamlarını gözden geçirdiklerini ve daha güzel bir yaşamın mücadelesine girişeceklerini söylerler.
Kendimizi ve çevremizi kandırma süreci iki yirmi dörtlük zamanda yaşanır…
ınsanların her yıl daha bir acımazsızlaştığı, bencilleştiği ve maskeli yaşamı daha bir benimsediği inkâr edilemeyecek bir gerçektir.
Binlerce yıldır ki insanoğlu yaşamı iğneli fıçıda yaşamaya çaba harcıyor.
Binlerce yıldır ki insanoğlu yaşamın satranç tahtasında istemiyle veya istemi dışında yer değiştiriyor.
Evrende yaşamlar sürüyor, evrende yaşamlar yok oluyor. ınsanoğlu her yılbaşında dönüşümsüzlüğe yürürken daha bir acımazsılaşıyor, daha bir bencileşiyor, daha bir sözelleşiyor…
*
Yıllarca yaşadığım yirmi dörtlük dilimleri bu yıl yaşamayacağım dedim…
Ne geçmiş yıllarımı değerlendirme ne de gelecek yıllarımın planlamasını yaptım…
Umutlarımı umutsuzlukla, umutsuzluklarımı da umutla dans ettirme çabasına da girmedim…
Yaşamı olabildiği kadarıyla yaşamaya çalışmak ve kendimden sorumlu olmaktan başka yapabileceğim bir şey yok desem de; satranç tahtasında istemimle veya istemim dışında bulunduğum yerden yaşamı, il ve ülke gerçeklerini irdelemeye devam edeceğim…
Haklıların değil de güçlülerin dünyasında paylaşımlarım veya paylaşımlarımız(bazen okuyucu görüşleri ve önerileri de köşemde yer almakta)benimsenir, dikkate alınır veya alınmaz ayrı bir konu derken yaşam gemisindeki güçlülerle, güçsüzlerle; özlerle, özsüzlerle 2008 e girdik…
Evrende yaşamlar sürerken, evrende yaşamlar yok olurken, dünyamızdaki insanoğlu her yeni yılın ilk gününde umutsuzca olsa da sevgiyi, saygıyı, güveni, dostluğu; yaşamda olmasını dilediği güzellikleri köklendirmek, filizlendirmek, boylandırmak istiyor…
Umutların, umutsuzluklara mahkûmlaşmaması ve yaşamaya çaba harcayacağımız 2008 yılının; sonrası yılların daha insansı yaşanması gerekir derken; umutlarımı umutsuzlukla dans ettirmedim bu yıl her nedense
*
Atatürk ilke ve inkılâpları, Cumhuriyet, demokrasi, devletçilik kendime ve çevreme karşı sorumluluğumdur, saygımdır, vazgeçilmezimdir…
Türkiye’de ve şanlıurfa’da her birey her yılın daha bir zorlaştığını, zorlaşacağını bilmelidir.
Düşünceler ve davranışlar her yıl daha bir fazlalaşacak ve de farklılaşacaktır…
Olması gereken farklılıkları mantıkla ve insanca değerlendirmektir…
Olması gereken daha güçlü bir Türkiye, daha çağdaş şanlıurfa ve daha insancıl bir yaşamdır.
Her bireyin umutları ve umutsuzlukları kendi yaşam felsefesiyle orantılıdır…
Her bireyin yaşamı, yaşam beklentisi, özlülüğü veya özsüzlüğü kendi istemiyle veya istemi dışında satranç tahtasındaki bulunduğu yerle bağlantılıdır…
Umutlarımı umutsuzlukla dans ettirme alışkanlığıma bu yılbaşında son vermiş olsam da, Atatürk ilke ve inkılâpları, Cumhuriyet, demokrasi, Türkiye sevgisi sorumluluğumdur ve vazgeçilmezlerimdir…
Umutlarımı umutsuzlukla dans ettirmedim derken, her yıl vazgeçilmezlerimin sizlerinde vazgeçilmezi olduğunu; olması, olacağı gerektiğine artık daha fazla inanıyorum…