Ömer Elçi
26 Aralık 2007
ınsanoğlu hayvanların neslini yok ediyor ama köylerde, ilçelerde, şehirlerde inek, öküz ve de ayı çoğalıyormuş…
ınek, öküz veya ayılar evlerde, apartmanlarda oturmayı, araç kullanmayı, ticaret ve siyaset yapmayı öğrenseler de öküzlük, ineklik veya ayılık genleri her zaman baskınmış…
Toplum içindeki bu türlere öküz, inek veya ayı diyemezmişsiniz…
Kızarlarmış…
Kızdıklarından dolayı inek, öküz veya ayı yerine “mahlûkat” demek en doğrusu.
Mahlûk her üçünü veya benzeşlerini de içine alır.
Mahlûkatların en belirgin özelliklerinden birisi toplumsal yaşam basamaklarında yükseldikçe ineklik, öküzlük, ayılık yapma haklarının gerçek hak olduğu görüşüdür…
Her hakkın daha fazla mahlûkatlıkla kazanım sağladığına, sağlayacağına inanırlar…
Bir birlerini iyi tanıdıklarından yeri ve zamanı geldiğinde mahlûkatlığın inceliklerini, cinliklerini, ulaşılmazlıklarını bir birleri için seferber ederler…
Ama vay mı ki birileri kendilerini ikincil isimleriyle seslensin…
Kızarlar ve saldırırlar…
*
Trafikte, işyerlerinde, sosyal yaşam alanlarında çeşitli kıyafetlerdeki veya kravat takmış birine öküz, inek veya ayı diyemezsiniz…
ınekçik, öküzcük veya ayıcık türdeşlerini devreye sokar ve bir anda çevrenizi daha fazla mahlûkatçık sarar…
Cep telefonu ile konuşup trafiği kilitlemek, kırmızı ışıkta geçmek, yola yediği veya içtiği pisliği atmak, ikide bir klaksona basmak, yol ortasına veya çıkış yapacak aracın yan kısmına park etmek, müzik sesini sonuna kadar açmak, uzun farlarla son sürat seyretmek, hatalı sollamak mahlûkatlığın göstergelerindendir…
Devleti soymak, dini araç olarak kullanmak, rüşvetsiz iş yapmamak, hileli üretim, haksız kazanç mahlûkluğun vazgeçemediği alışkanlıktır.
Çete, mafya oluşumları içindeyken, devletçiliği ve sosyal yaşamda olması gereken doğruları savunanları vatan haini, dinsiz göstermek ve de ispiyonculuk mahlûkatların en iyi yaptıklarındandır…
Mahlûkatların nice mahlûkatlığı dünya genelinde insanların yaşam alanını daha fazla olumsuz etkilemekte…
Pes ettirdikçe insanları alanlarını daha da bir genişlettiklerinin bilincindedirler…
Birincil isimlerini doğdukları ülkenin nüfus müdürlükleri vermiştir ama ikincil isimlerini düşünce, davranışlarıyla almışlardır
*
Dünyada mahlûkat sayısında büyük artış söz konusu…
Sanat veya siyasetle uğraşan mahlûkatlar daha farklı mahlûkturlar, enikçikleri de vardır…
Medyayı kullanarak kıvıran, sallayan; yalanı, üçkâğıtçılığı, sevgiyi, saygıyı, güveni, dostluluğu sözelleştiren mahlûkatları izledikçe ve onları alkışlayan, deli divane olan mahlûkatları gördükçe de bir başka olurum…
Araştırmalar ve anketler soncunda Türkiye’de ve de yaşadığımız yerlerde mahlûkat sayısının dünya verilerinin çok altında oluşu veya çok az olması sevindiricidir…
2007 yılını birkaç gün sonra geride bırakıp, umutlarla 2008 yılını yaşamaya çaba harcayacağız.
Her günü ve her yılı yaşamı irdelememiz gerekir derken; öküzsüz, ineksiz, ayısız yaşam dünyanın olmazsa olmazı mı sorusunu da kendime daha sık soruyorum…
2008 yılının ilimize, ülkemize, dünyamıza güzellikler, doğrular, başarılar yaşatmasını dilerken; sevdiklerinizle, sevenlerinizle nice uzun yılları sağlıklı ve mutlu yaşmanızı temenni ederim…
Yaşayacağınız, yaşatacağınız güzelliklerle mahlûksuz veya daha az mahlûklu nice yıllara…