Ömer Elçi
13 Kasım 2007
24 Ekim gecesinin başladığı ilk dakikalarında cep telefonuma gelen ” iyi ki doğdun…” cümlesini okurken gülümsüyorum…
Yaşlanmaktan korkmamayı otuz beşten sonra öğrenmeye başlarken; kırktan sonra ağaran ve dökülen saçlarımızla, kırışıklarımızla daha bir olgunlukla karşılıyoruz yaşlanmayı…
Her yaş kendince bir başka güzeldir desek de yaş gününün ilk uykusuna daldığımız anlarda bir başka oluyoruz. Geçmişteki yaşamımızı irdelerken, yaşadığımız güzelliklere tebessüm ederken; yaşamak istemediğimiz ama yaşamak zorunda kaldıklarımızda uyku labirentinde dans yolculuğuna çıkar bir kez daha
Yaşlanmaktan korkmuyorum, çünkü yaşlandığımı gördükçe yaşadığımı anlıyorum her doğum günümde…
Yaşadığımı anlıyorum yakınlardaki ve uzaklardaki dostların içten, özden gülümsemeleriyle, mesajlarıyla…
*
ıyi ki doğdun veya iyi ki varsın diyen dostlar adına ve kendi adıma son iki yıldır çama fidanlarını; bazı soğanlı çiçekleri toprak anayla buluşturmaya başladım yaş günümün ilk gününde…
24 Ekim sabahı, geçen yıldan torbacıklara yerleştirdiğim çam fidancıklarından 48 tanesini diğer çam fidanlarından ayırırken” yaşadığım için sizde yaşamanın mücadelesinde olacaksınız gelecekli yıllarda” diyorum…
Bir gün öncesinden bir yerlerden bulup getirdiğim kış nergislerinden de 48 tanesini diğerlerinden ayırıyorum…
Civardaki ağaçlara konmuş olan kuşların seslerini dinlerken, bir sigara yakıp, güneşe, gök maviliğine ve önceki yıllarda dikmiş olduğumuz çam ağaçlarına bakarken; kendime gülümsüyorum…
*
Baskınlaşan bencilliğimi simgeleyecek olan 48 kış nergisi mesaj ileten, arayan veya doğa sevdalısı olduğunu bildiğim dostlarla beraber(dostlar içinde ayrıca kış nergisi ) kırsaldaki evimin bahçesinde gelecekli yıllarda her ekim veya kasım ayında yeniden filizlenecekler…
Filizler yağmur damlacıklarıyla uyanışa geçerken her Ekim veya Kasım ayında, sapsarı kış nergisleri; önceki yıl dikilmiş olan bembeyaz çiçekli nergislerin açmasını bekleyecek…
Minicik bahçede 47 nergise eşlik edecek 48 kış nergisine gelecek yıl 49 çiftçi çiçeği eşlik eder mi? diye düşünürken, ağaca astığım suluğa ürkerek bir serçe konuyor…
*
Yaşamın anları, her yılı kendince bir başka güzeldir…
Bireylerin yaşam süreçlerince güzellikler için mücadele etmesi daha bir güzel…
Dostlar, dostluklar güzel…
Önemliyim, önemlisin diyebilmek güzel…
Yaşam, sevgi güzel…
Her canlı varlığın bir sonraki günü, bir sonraki doğum gününü görmesi ve varlığında filizlendirdiği güzellikleri sürekli yeşertebilmesi güzel…
24 Ekim sabahında delilik dense de, beyaz nergislere arkadaşlık edecek 48 sarı kış nergisine; minicik çam fidanlarına, ağaçtaki suluğa ürkerek konan serçeye, kendime gülümseyebilmek güzel…
*
“Bize ne kardeşim doğum günündeki duyguların” diyen olabilir…
Haklısınız…
Yeşil sevdalısı ve delisiyim. Yaşadığım yıllarda on binlerce çam vb ağacı toprakla yeniden buluşturdum, çoğalttım, dağıttım.
Yeterli mi?
Hayır…
Yaşadığım dünyaya, Türkiye’ye karşı sorumluluklarımdan birisi diyorum…
Yaşama gözlerimizi açıyoruz, kendi bencilliklerimize mahkûmlaşıp, ha bire dünya ve ülke kaynaklarını tüketiyoruz.
Oysa dünyaya, ülkemize, çevremize karşı sorumluyuz.
Küresel ısınmayı, çevresel vb her türlü sorunu bizler oluşturduk Lüks evler, arabalar, yaşam için mücadele ederken, insan olmanın erdemliliğini, güzelliklerini unuttuk…
Yaşayan her insanın, her doğum gününde yaşamını bir kez daha derinlemesine irdelemesini; kendi alanında ve olanakları ölçütünde yaptıklarını; yapabileceklerini değerlendirmesi ile belki yaşam daha güzel olabilir…
Her insanın doğum gününde valiliğin, belediyenin, kurumların, sivil toplum kuruluşlarının veya muhtarlıkların oluşturacağı bir alanda bir ağaç dikmesi ile şanlıurfa biraz daha yeşil olamaz mı?
Kurumlar veya yerel yönetimler yaşadığımız yerin daha yeşil olması yönünde bir şeyler yaparlar veya yapmazlar ayrı konu. Ama siz yaşadığınızı farklıca hissetmek, yaşam güzelliklerinizi paylaşmak; sonraki kuşaklara daha güzel bir çevre bırakmak istiyorsanız her doğum gününüzde mutlaka bir veya yaşınız sayısınca ağaç dikin…
Sözün özü ve kısası sizde doğum gününüzde ağaç dikin…
Doğum gününüzde kendinize, ülkenize, dünyaya karşı sevginizi, saygınızı, sorumluluğunuzuda bir kez daha irdeleme cesareti gösterin…
Uzun, güzel, mutlu, sağlıklı ve sevgiyle yaşayın; sevdiklerinizle, sevenlerinizle…