Ömer Elçi
20 Temmuz 2007
Dananın kuyruğu Pazar günü kopacak ve Türkiye’nin 5 yıllık siyasal yapısı belirlenecek.
Geçmiş yıllarda adayların uçurduğu balonları bu kez siyasi partilerin liderleri uçurmaya başladı…
Son seçimden günümüze kadar rekor düzeydeki dış ve iç borçlanmayı iktidar hükümeti bir türlü yalanlayamadı.
Seçmen halen kararsız ve kötünün içinde iyiyi arama çabasında…
Siyasetçiye çoğu seçmen güvenemiyor…
Seçmenine ve Türkiye’ye istikrarı getiremez dediği adaya; parti başkanına seçmen oy vermek zorunda…
Anketler 3 partinin ve bağımsızların mecliste temsil yetkisini alacağını işaret ediyor.
Yıllardır ki iktidara gelen partiler tercihli sistemi devreye koyma gereği duymadı.Urfa ve Türkiye genelindeki bir çok yerde seçmenlerin çoğu söylenerek oy kullanıyor.Seçmenlerin çok büyük çoğunluğu, sıralama nedeniyle seçilme şansı olmayan adayları daha fazla dürüst bulsa da; oylar ilklere gidiyor ve seçmen söylenerek için oy vermiş oluyor.
Çoğu seçmen zaten kendi hür iradesiyle oy veremiyor…
Pazar günü başkalarının yönlendirmeleri ile çoğu insan oy kullanacak…
Özellikle kırsal kesimde birileri sandık başına çöreklenip, o seçim bölgesindeki herkesin oyunu kullanmış olacak.Bu tür demokratik olmayan girişimlerin olmamamsı için sandık başkanlarının,seçim kurulunun, jandarmanın gerekli önlemleri alması ve bu tür girişimlere cezai yaptırım uygulaması; önlemler alması gerekir.
Seçmenlerin mantıklıca hareket etmesi ve hiçbir siyasi partinin tartışmalara, kavgalara girecek kadar sağlıklı seçim politika yapmadığını iyi bilmesi gerekir…
Son 20- 30 yılın tabloları ortada.Popülist seçim vaatleri ve Türkiye’nin şu anki ortamı…
Borçlar…
Gelir dengesizlikleri….
Ülkenin yabancılara peşkeş çekilmesi…
Yolsuzluklar…
At gözlüğü takmışların, yardım kolilerine kendilerini satmışların;kendi hür iradesi ile oy kullanmayanların çoğunlukta olacağı seçimi Pazar günü hep birlikte yaşayacağız…
Türkiye ve haliyle ilimizde daha mantıksal, gerçekçi, popülist olmayan seçimleri gelecekli yıllarda yaşayabilmek için hepimize sorumluluk düşmekte.Demokrasiye sahip çıkmak ve demokratik hakların özümsenmesi yönünde seçilecek vekillerin ve vekilleri destekleyen seçmenlerin gerekli alt yapıyı oluşturması gerekir.
Pazar günü artısıyla, eksisiyle bir seçimi daha yaşayacağız.Her bireyin, her görevlinin sorumluluğunu ve farklı düşüncedeki seçmene karşı saygısını bilmesi en güzelidir.
Mecliste ilimizin ve haliyle Türkiye’nin geleceğinden sorumlu olacak olan milletvekillerinin de daha mantıklı ve gerçekçi olması daha en güzelidir ve doğrusudur…
2012 yılı da göz açıp kapayıncaya kadar yakındır ve 2012 yılına kadar daha aydın, daha sorgulayıcı bir seçmen kitlesiyle karşılaşacaklarını vekiller çok iyi bilmek zorundadırlar.
Kavgasız,hilesiz ve huzurlu bir seçim için hepimizin sorumluluk göstermesi ve mantıklı hareket etmesi çok büyük önem arz ermekte…
Çoğu seçmen halen kötünün içinde daha az kötüyü arama çabasında olduğunu söylüyor…
Bir gün iyilerin içinde daha iyileri aradığımız seçimleri de dilerim ki yaşarız…