Konuk Yazar
21 Mayıs 2018
Dr.Hülya Turgut
Savaşın en kanlı günlerinden biri.. Asker, en iyi arkadaşının az ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanin başını bir saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu ve:
– Teğmenim, gidip arkadaşımı alıp gelebilir miyim?
– Delirdin mi? der gibi baktı teğmen… Gitmeye değer mi?
Arkadaşın delik deşik olmuş. Büyük olasılıkla ölmüştür bile.. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın.
Asker ısrar etti ve teğmen “Peki” dedi…”Git o zaman.”
İnanilmasi güç bir mucize.. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü.. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti.. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü:
– Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş..
– Değdi teğmenim. dedi asker..
– Nasil değdi? dedi teğmen.. Bu adam ölmüş görmüyor musun?..
– Gene de değdi komutanım.. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için…Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı: Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı… Geleceğini biliyordum!..
Hayatta bir çok şey gelip geçici. Hatta bizzat hayatın kendisi bile geçici. Ancak yine de yaşam içerisinde kendini kaybedip hırslarıyla cebelleşen, makam, mevki için en yakınlarını bile gözünü kırpmadan satan kişilerin sayısı günden güne artmakta.
Ve böyle kişiler yükeldikçe aslında inişte olduklarını, “kazanırken” aslında kaybettiklerini anlayamayacak kadar körleşmişlerdir. Bu nedenke de yükseldikçe daha da yükselmek, önce çevresine gittikçe de tüm dünyaya hükmetme arzusu ile yanıp kavrulurken etrafındaki insanları kırmaktan, incitmekten hiç çekinmemektedir. Günden güne en yakın dostlarını dahi yolunda engel ve rakip görme hezeyanı içinde rahatlıkla harcamaktadır. Ancak her rüya gibi bir gün bitecek olan o rüyası, her hezeyanda olduğu gibi asla gerçekte olmayan sadece bir algı sapmasından ibaret olan dünyaya hükmetme sevdası bir gün biter. Ve asıl önemli olan şeyin arkadaşlık, dostluk olduğunu anlar ancak iş işten geçmiştir.
Arkadaşlarınızı iyilerden seçin derken söylemek istediğim şey tam da bu. Yani ne bu hırsları uğruna arkadaşlarına yanlış yapanlardan olun ne de arkadaşlarınızı bu tür kişilerden seçin.
Arkadaş seçiminin karakterimizi belirlediğini hepimiz iyi biliriz..
Ne demiş atalarımız: Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söykeyeyim…