Mehmet Salih ŞANSAL
21 Mayıs 2018
Siyaset maalesef memleketin dertlerine çözüm arama aracı olmaktan çıkmış.. Çıkar aracına dönüşmüş..
Farkında mısınız bu sözleri daha fazla dillendirmeye başladık.
Geçen gün bir kamu çalışanı dostum aynen şunu diyordu:
’‘Birlikte çalıştığım memur arkadaşım aday adayı olmuştu, listeye alınmayacağını biliyorduk, kendisi de biliyordu. Göreve döndü, şimdi Müdür kendisine iş yaptırtamıyor. Niye? Çünkü arkasını iktidar partisine dayamış. Benim neyim eksik. Bu güçten ben de yararlanmalıyım. Hiç olmazsa Müdür bana bir şey diyemez. İnan böyle düşünenler fazlalaştı!’
Tam da bu suistimaller göz önüne alınarak istifa edenlerin göreve dönüşü konusu bana göre yeniden gözden geçirilmeli.
*
Aday adayları listelerine mutlaka göz gezdirmişsinizdir.
Özellikle Ak Parti’ninkine baktığınız zaman ‘Şu kişinin şu amacı var, şundan dolayı aday adaylığı başvurusu yapmıştır’ diye içinizden geçirenler olmuştur mutlaka
Gazeteci arkadaşımız Okan Tuna, içimizden geçenleri okuyup aday adaylığı profillerini özetlemiş:
-Hiçbir seçimi kaçırmayan ve başvuru yapmayı kendilerine neredeyse bir görev haline getiren adaykolikler.
-Listelere konulmayacağını bile bile, sırf koltuklarını sağlamlaştırmak ve yerlerine de başka ismin düşünülmesini engellemek için partili olduklarını göstermek amacıyla aday olan bürokratlar.
-Partilerinde yönetim kademelerine girip, bir an önce seçim olma olasılığını gözleyip, bu sıfatlarıyla şansını denemek ve yöneticilikten kurtulmak isteyenler.
-Aday listelerinde yer almayacaklarını bile bile, isimlerini duyurup, reklam peşinde koşanlar.
-İş hayatını düşünerek, seçimler sonrasında kamudan iş ya da ihale alabilmek için partili olduğunu göstermek amacıyla başvuru yapanlar.
-Devlet kademelerindeki emekliliklerine az bir süre kala, milli piyango bileti alır gibi, şansını denemek isteyenler.
-Kamuda bulundukları makamlardan memnun olmayıp, bir üst makama geçebilmek amacıyla kendilerini parti yönetimlerine göstermek için başvuru yapanlar.
-Mensubu oldukları ya da sempati duydukları partilerine hiçbir katkı sağlamadan, seçim zamanı bir anda beliren ve en ön saflarda fotoğraf verenler.
-Normal zamanlarda basın kuruluşlarının önünden dahi geçmezken, seçim zamanı neredeyse bu kuruluşlardan çıkmayan aday adayları.
-Kamuoyunda bir karşılığı ya da parti içinde yeterliliği bulunmamalarına karşın, Ankara’daki “abi”si, ya da “dayı”sına umut bağlayıp adaylık başvurusu yapanlar.
-Milletvekili olmayı gerçekten hak eden, kaliteli ve donanımlı aday adayları.
-Kamuda çalışan ve listelere konulmayınca koltuklarını bulamayacaklarını bilmelerine rağmen, muhalefet partilerinden adaylık başvurusu yapan cesaretli adaylar.
-Kamuoyunda tanınmıyor olmalarına karşın, mikro milliyetçilik yaparak, hemşerilik ilişkilerini kullanıp adaylık başvurusu yapanlar.
-Hiç siyaset bilmeden, öfke ile ya da çevrelerinin dolduruşlarıyla, direkt TBMM’yi hedefleyip adaylık başvurusu yapanlar.
-Daha kariyer planlaması yapmadan, partilerinin “gençlik kotası”ndan yararlanmayı düşünen ve listelere konulmasalar da kendilerine iş güvencesi yaratmak isteyenler.
-Geçmişte parlamenterlik yapmış olmalarına rağmen, başarılı olduklarını düşünerek yine aynı görevde bulunmak isteyip başvuru yapanlar.
-Geçmişte ailelerinde siyasetle uğraşmış büyüklerinin soy isimleri sayesinde kendilerine yer bulma gayretiyle adaylık başvurusu yapanlar.
-Asıl hedefleri yerel seçimler olmasına karşın, bu seçimde partilerinin içinde isim duyurmak için taktik başvurusu yapanlar.
-Geçmişte sempati besledikleri eski partilerinde listelere konulmayınca, bu kez yeni partilerinde yeni bir umut peşinde koşup, eski partililerine nazire yapmak isteyen aday adayları.
-Listelere konulmayacaklarını bile bile, üzerlerine atılan ya da atfedilen FETÖ suçlamasını bertaraf amacıyla adaylık başvurusunda bulunanlar.”
*
Listelerin masa başlarında liderler ya da parti yöneticileri tarafından belirleniyor olması ayrı bir garabet… Kendileri belirleyecek, önümüze getirecekler; ‘Bunları tercih edeceksin’ demeye getirecekler.
‘İyi de, ben şu şu kişilerin sorunlarıma kafa yoracağına inanmıyorum, niye önüme getirdin’ diye sormayacağız.
Her seçim olduğu gibi; Vekillerimizi biz değil, onlar seçecek..