Remzi Mızrah
31 Mart 2017
Şöyle bir geriye bakınca kütüphane haftasını kutlamaya başladığımız ilk tarih olarak 1964 yılını görüyoruz.
Kütüphaneler tüm tarih boyunca çok önemli kurumlar olmuşlardır.
Dünya tarihine önemli katkıda bulunmuş birçok uygarlık incelendiği zaman gelişme ve güçlenmelerinin temelinde kütüphanelerin yani bilgi merkezlerinin olduğu gayet açık bir şekilde görülecektir..
İşte Mezopotamya uygarlığı- Asurbanipal kütüphanesinin sırtında yükselmiştir o dönemki gelişmişliğin zirvesine.
İşte Mısır medeniyeti papirüs ve hiyeroglif yazının ortaklığıyla oluşturulmuş tomarlar ve bunları muhafaza eden tapınak kütüphaneleriyle ben buradayım demiştir tüm tarihe.
Helenistik kültür tüm dünyanın bildiği İskenderiye kütüphanesiyle tarihte bilimde, felsefede çok derin izler bırakmıştır.
Ve Anadolu, Bergama ve Efes kütüphanelerinin ışığında meydan okumuştur binlerce yıllık karanlığa.
Tüm bilim ve uygarlık kütüphanelerin sayesinde dünyayı daha yaşanılası bir hale getirmiştir.
Descartes iyi kitapları okumayı tarihin seçkin zekâlarıyla bir konuşma yapmaya benzetmiş, Kafka, içindeki donmuş denizlerin buzlarını kırmak için kitaptan faydalanmıştır.
Ünlü Fransız düşünür Montesquie hayattaki can sıkıcı saatlerini okumanın sihriyle güzel saatlere dönüştürmeyi bilmiştir.
Ünlü matematikçi Harezmî, eğer Abbasi Halifesi Me’mun tarafından Bağdat’taki Saray Kütüphanesinde görevlendirilmeseydi belki de matematikte bugün “sıfır”diye bir şey olmayacaktı.
Ünlü tıp bilgini İbni Sina, Samanoğulları hükümdarı Nasr İbn Nuh’u tedavi ettikten sonra kendisine yöneltilen dile benden ne dilersen teklifine Buhara kütüphanesinin Hafız-ı kütüplüğünü (kütüphaneciliğini) istiyorum diye cevap vermiştir.
Kütüphaneyi yılda bir hatırlamanın 49’uncuunu gerçekleştirdik.
Bilginin bir güç olarak değer kazandığı bu yüzyılda gelişmiş ülke olmak, üretilen bilginin kapsamı ve derinliğiyle ölçülür hale gelmiştir.
Ne kadar çok bilgi üretirsen o kadar güçlüsün demektir.
Bilgi üretimi de okuyan çözüm üreten insanlarla mümkün.
Bu insan tipinin oluşturulmasının anahtarı ise yaygınlaştırılmış ve bilgi teknolojisi ile donatılmış kütüphanelerin varlığıyla doğru orantılıdır.