Konuk Yazar
2 Şubat 2017
Dr.Hülya Turgut
Akrep nehrin kenarında durmuş karşı kıyıya bakmaktadır. Geçmek
istemekte ama suyu geçmek için gerekli fiziksel özelliklerle yaratılmamıştır ve
bu nedenle de suya girmekten korkar. Ve dostu olan kurbağaya şöyle seslenir:
Kurbağa kardeş, seninle dostuz biz, dostluğumuz hatırına beni karşı kıyıya
geçirir misin? Kurbağa kendinden emin bir şekilde: Yapamam akrep kardeş, evet
seninle biz dostuz ama ne yazık ki senden uzak durmalıyım. Çünkü sen bir
akrepsin ve zalim bir iğnen var, bu nedenle çekiniyorum senden.
Akrep, kurbağanın endişesini anlar, ama vazgeçmemiştir. Bak kurbağa kardeş;
şimdi sen beni sırtına alıp karşıya geçirirken seni sokabilir miyim hiç? Bunu
ancak bir aptal yapar.
Ben yüzme bilmem ki, seni sokarsam ben de boğulur ölürüm der. Bu açıklama
ve yaklaşım tarzı kurbağaya mantıklı gelmiştir. Hem eski dosttular, neden
soksun ki? Kabul eder. Akrep yaklaşır ve kurbağanın sırtına biner. Suyu geçmeye
başlamışlardır yavaş yavaş. Derken, tam da suyun ortasında, kurbağa sırtında
bir yanma hisseder. Akrep sokmuştur. Acı içerisinde başını çevirir: Neden?
Neden yaptın bunu, bak şimdi sen de boğulup öleceksin…
Akrep üzgün ve pişman bir şekilde şöyle der:
Elimde değil. İŞTE BENİM TABİATIM BU…
İçinde bulunduğumuz bu kaotik günlerde bu hikâyeyi hatırlamamak mümkün olmazdı
elbette.
Kimin sözüne inanıp da yola çıktığımızı çok iyi bilmeliyiz. İnsanlar işleri
görülene kadar olduklarından farklı davransalar da buna asla inanmamak gerekir.
Unutmamalıyız ki bülbül güle karga çöplüğe götürür. Ve bu durumda en büyük
zararı yanlış insanları kayıtsız şartsız fanatikçe savunanlar görür.
Çoğu hatanın telafisi olsa da kritik hataların affı ve telafisi olmaz. En
önemlisi de tarihin hiçbir hatayı unutmamasıdır. Herkes bir şekilde tarihin
sayfalarında yerini alır. Önemli olan emanete hıyanet etmiş biri olarak o
sayfalara geçmemektir.
Unutmayalım ki sırtımızda taşıdığımız dost görünümlü de olsa akrep ise
eninde sonunda bizi sokacaktır.
Dost gibi görünen sahteliklerin peşinden gitme hatasının telafisi ve geri
dönüşü bir daha asla olmayabilir.
Şimdi ve sonsuza dek çıkarlarımız uğruna akrebi değil doğruyu sırtımızda
taşıyalım.
Bizler ve ülkemiz için her zaman hayırlısını yapma vakti…