Konuk Yazar
5 Ocak 2017
Dr.Hülya Turgut
düşmanı ne yazık ki kendisidir.
yaşattığımız gibi yine en büyük hüzünleri ve acıları da bizler yaşatırız
kendimize.
bilgi birikimimizle ve tecrübelerimizle. Daha önemlisi o bilgi ve tecrübelerden
nasıl anlam çıkardığımızla yaparız bunu. Ve yine kendimiz inandırırız kendimizi
bir işi başaramayacağımıza. Ya da başladığımız bir işi bitiremeyeceğimize önce
kendimiz inandırırız kendimizi herkesten önce.
göstermeyecek gözlükler takarız mesela. Sonra da o güzellikler ve fırsatlar hiç
yakınımızdan bile geçmez gibi feryat figan ederiz.
bulutlarla kaplı karanlık bir havada gibi dolaşırız dünyayı. Çünkü o dünya daha
biz doğarken başımıza yıkılmıştır. Ve bizler ömrümüzün sonuna kadar da seçilmiş
kişiler olarak ızdırap içinde yaşamaya “mahkum” olduğumuz hayatı
yaşarız. Daha doğrusu kendimizi mahkum ettiğimiz karanlık dünyayı yaşarız. Çünkü
zaten hak ettiğimizi sandığımız tam da budur. Bu bizim yaşam felsefemiz, hayata
bakış açımızdır. Yani hayatımızı mahvetme sanatını ustaca icra eden
“ben” in öyküsüdür.
Hayat sadece böyle
mi mahvedilir. Yani tüm güzellikleri görmezden gelerek ve her şeye karamsar
bakarak. Tabi ki hayır. Bunun tam tersini yaparak da hayatımızı mahvedebiliriz.
Mesela sürekli
küçük dağları ben yarattım, ya da hiç bir üretkenliğin olmamasına rağmen
dünyaları kurtarmışsın da sen olmasan tüm dünya mahvolurmuş edasıyla gezerek de
hayatını mahvedebilirsin. Çünkü bu şekilde de dünyayı ve sahip olduğun
değerleri asla doğru şekilde göremezsin. Ve karamsar bakışda da olduğu gibi
kendi yarattığın gerçekçi olmayan tek kişilik dünya algında yaşarsın sadece.
Gerçekçi olmayan
her bakış ve her algı ise sadece hayatı zora sokar. Bugün için yolunda
gittiğini sandığın her şey bir gün alt üst olur.
Hayata ve
insanlara ait büyük hayal kırıklıkları da bu bakış şekilleriyle ilgilidir
aslında. Gerçekte hiçbir özelliği olmayan birine bazen öyle anlamalar yükleriz
ki bizi şaşırttığı zaman da alt üst oluruz.
Oysa ki kişilere, olaylara yani
yaşamın bizzat kendisine anlam yükleyip, bir öykü yazarken gerçeklikten fazlaca
uzaklaşmamakta fayda olabilir. Yaşadığınız ve yaşamak istediğiniz hayat sizin.
Yani tercih sizin.