Konuk Yazar
29 Eylül 2016
Hülya Turgut
birbirinden uzaklaşan insanlar, menfaate dayalı dostluklar, sahte yüzler, mış
gibi karakterler. Tüm bunlar artık hiçbirimize uzak değil. Hem hepimize yakın
hem de bir o kadar tam da kendimiz.
yapısını kaybettik sonra bunu bir adım daha öteye taşıyıp gerçek dostluk ve
arkadaşlıkları kaybettik. Yalnız
olmayı, her şeyi kendimiz için yapmayı ve herkesi çıkarlarımız uğruna
kullanmayı birey olabilme, olgunlaşabilme zannettik.
yanılgımız da yaşamı sonsuz zannetmek oldu. Bu yüzden çıkarlarını tüm gücüyle
korumaya çalışan insanlarla dolu bir dünya yarattık. Önemli olan; kendi küçük
dünyamızda ve belki sadece çekirdek ailemizde mutlu ve zengin olabilmekti. Bu
nedenle de dostlarımızı da sadece menfaatlerimize göre seçtik.
dünyayla sadece menfi ilişki kurmuş bir ailede yetişen çocuğun ilerde aile bile
kurmakta güçlük çekeceği açıktır.
insanlara güvenmemesi öğretilen çocukların ileride tek başına, insanlarla
sadece güvensiz, yapay ilişkiler kuran biri haline gelmesi kaçınılmazdır.
İnsanlar arası
bağların günden güne zayıflaması ve yapay hale gelmesi şüphesiz en çok da
yetişmekte olan yeni nesli etkileyecektir. Böyle devam ederse ileriki günlerin
daha bireysel bir yaşam olması kaçınılmazken günümüzde de bu durum zaten almış
başını gitmiş gibi görünüyor. Kimse kimseye menfaati yoksa yaklaşmıyor.
Birine
yardım edecekse bile uzun veya kısa vadede çıkarı olacağı kişiye yardım ediyor.
Makam mevki sahipleri için canı pahasına yardıma koşanlar, çıkarı olmayacaksa
asıl ihtiyaç sahiplerinin yüzüne bile bakmıyor.
Çıkarı olduğu kişinin büyük
hatasını da görse, menfaat sağlayamayacaksa haksızlığa uğrayana sırtını dönüyor.
Hayatı yolunda giden yakın arkadaşını kıskanıyor ve hatta arkadaşının zarar
görmesi için arkasından iş çeviriyor.
İşin özü; paran,
mevkin, iş görecek siyasi gücün varsa insanlar çevrende oluyor. Kimileri
menfaat sağlamak uğruna, kimileri de sırf sana çelme takabilmek için ayrılmıyor
yanından. Biraz zayıf düşsen çevrende kimse kalmıyor zaten.
Bu toplumu bizler
bu hale getirdik. Sadece çıkarlarımız uğruna çıktığımız bu yolda kurduğumuz
samimiyetsiz, ve sahte dostluklarla dünyayı güvensiz ve yaşanmaz bir hale
getirdik. İmkanlarımız arttıkça ve her şeye kolay ulaştıkça maddiyatın
dostlukların arasından çekilmesi gerekirken biz elimizdekiyle yetinmek yerine
hep daha fazlasını istedik. Makam mevki, para kazandık belki ama samimiyetimizi
kaybettik. Menfaate dayalı olmayan dostlukların azaldığı şu günlerde gerçek
dostlukların ve gerçek dostların kıymetini bilelim.
“Herkesin gerçek
dost olabildiği ve gerçek dost bulabildiği yaşanılası bir dünya dileğimle… “