Mehmet Göncü
9 Eylül 2016
Kıymetli
okuyucularım günlük rutin işlerim arasında bahçemdeki ve balkonumdaki çiçekleri
sulamak ve yabani kuşlara yem vermek öncelikli işlerim arasındadır. Sonra evden
ayrılır, abideden Balıklı Göl’e kadar yayan yürürüm.
Yol güzergâhındaki
dostlarımla ve tanıdıklarımla selamlaşır, hal hatır sorarım.
Geçen Pazar günü de
sabah 08 sularında Akar başında kuruyemiş satıcısı Hüseyin Korkmaz’a rastladım.
Dükkanını çok erken açan Hüseyin bey ilimizde tanıdığım çok bilgili tabiri caizse
filozof esnaflardan biridir. Ticari ahlak sahibi bu değerli insanla zaman,
zaman şiirler okur ve edebi sohbetlerde yaparız. O gün bana kaldırımda aileleri
ile birlikte yürüyen 4-5 yaşlarında olduklarını tahmin ettiğim çocukların
birbirleriyle oynadıklarını göstererek ‘’Ah keşke bende bunlar gibi yeniden
çocuk olabilseydim dedi, ve ilave etti, çünkü onlar dertsiz ve günahsız olan
birer melektirler’’.
Sevgili
okuyucularım Hüseyin kardeş, doğru söylüyordu gerçekten o yaştaki çocuklar
birer melektirler, ve yaşamın hoş kokulu ilk baharı gibi pırıl, pırıl ve
tertemizdirler.
Ancak Hüseyin
beyin yeniden çocuk olmak hayali güzel ama, mümkün değil çünkü okyanuslara ve
denizlere kavuşmak için hızla akan nehirleri tersine akıtmak nasıl mümkün
değilse insan yaşamını tekrar çocukluk haline getirmekte mümkün değildir.
Aslında Hüseyin
beyin özlediği temizlik, dürüstlük ve kedersiz bir dünya hayalidir.
Bu istemle ilgili
olarak gönül temennimiz o dur ki insanlık alemi bir gün daha, daha çok
uygarlaşıp tüm canlı ve cansızlara, tüm insanlara ve de birer melek konumunda
olan tüm çocuklara huzurlu güvenli yaşana bilinir mutlu bir dünyanın geleceğini
hazırlamak olmalıdır. Bu dilek ve temennilerimizin gerçekleşmesi umuduyla kalın
sağlıcakla.