İbrahim Halil Okuyan
19 Haziran 2016
Bu günün bu komplo
teorisi : “BATI’NIN İSLAM DÜŞMANI” olmasıdır.
“Konuyu İslam ve
Batı medeniyetleri arasındaki ilişkilere bağlamadan önce Mevcut durumun bir
tablosunu çizelim.
Zenginlikleri
sömürüye dayalı olan ülkeler vardır.
Bunlar asırlardır
kendilerinden güçsüz olan ülkeleri sömürürler.
Bu sömürünün üç
temel boyutu vardır.
1. Doğal
kaynakların sömürülmesi; Altın, kömür,
petrol, orman vs. kaynakların çalınması
2. İnsan
kaynaklarının sömürülmesi; Bu iki
şekilde olabilir; kendi ülkende sömürgeciler adına çalışırsın ya da
sömürgeci Seni kendi ülkesine ya
da başka yere götürür orada çalışırsın.
3. Ticaret yoluyla
sömürme; 1 ve 2 nolu maddelerden
sonra bu ülkeler bilim, teknoloji ve sanatta ilerlerler. Ürünlerini az gelişmiş ülkelere
satarlar.
Bu üç basamak hep
birini etkiler ve gücünü arttırır.
Bu üç basamak
genellikle yanlış bir ifade ile “KAPİTALİZM” olarak adlandırılır.
Doğru tabir “VAHŞİ
DOĞA” dır.
Yani bu üç basamak
içinde doğal olmayan hiçbir şey yoktur.
Tümü insan
beyninden ve insan elinden çıkar.
Afrika’da ceylan
avlayan aslanlar ne kadar doğal bir iş yapıyorlarsa Bu da o kadar doğaldır.
Ancak insanın
doğasında bir de açgözlülük vardır; İnsan gereksiniminden daha fazlasını ister.
Beğenmesek de bu
da doğaldır.
Bu zinciri
kırmanın tek bir yolu vardır;
KENDİ KÜLTÜRÜNE,
KENDİ BİLİME, KENDİ SANATINA SAHİP ÇIKMAK.
Sömürgeciler bunun
farkındadırlar.
Bunun için çok
zeki bir taktik geliştirmişlerdir.
Bu taktiğin adı
hedef saptırmadır.
Hedef saptırma
nasıl işler?
Hedef saptırmak
çok kolaydır;
Ortaya bir “KOMPLO
TEORİSİ” atılır, Toplum sömürüyü fark edip üstesinden gelemez.
Gelişemez, neden
gelişemediğini de anlayamaz.
Bugün bu komplo
teorisi “BATI’NIN İSLAM DÜŞMANI” olduğudur.
Bu yalanı yutanlar
sömürgecilerin asıl hedefini göremezler.
Bu yalanı yutan
İslam ülkeleri Olayı dinler arası bir savaş sanırlar ve tepki olarak dinlerine
daha da sarılırlar.
Hedef saptırma
tutmuştur.
Sömürü devam
edebilir.
Zira Bilime,
Sanata sarılmak yerine “KÂFİRLERE HADDİNİ BİLDİRMEK İÇİN” , dine
sarılanlar bir arpa boyu yol gidemezler.
Müslümanlar şunu
anlamazlar;
Sömürgeciler;
Müslümanları; Tüketebilecek kadar “ZENGİN” Ancak üretemeyecek kadar “GERİ
BIRAKMAK” isterler.
Sömürgeciler
Müslümanların “parasını, iş gücünü ve doğal kaynaklarını” isterler.
Yoksa dinleri
umurlarında değildir.
Sömürgecilerin
ilkesi “NE OLURSAN OL, YİNE
VER” biçimindedir.
Bugün tüm İslam ülkeleri
bir anda karar alıp Hristiyanlığa geçseler de tepelerindeki sömürgecilerden
kurtulamazlar.
Sömürgecilerin de
böyle bir isteği yoktur.
Eğer Amerika
Birleşik Devletleri Irak’ın petrolünü sömürmek yerine dinini değiştirmek
isteseydi taktiği çok farklı olurdu.
Sömürgecilerin
hedef saptırma taktikleri Türkiye’de çok başarılı olmuştur.
Türkiye, İslam
ülkeleri arasında; Malezya ve Endonezya ile birlikte gelişme olanağı en yüksek
ülkelerden biridir.
Bu ülkeler kendi
işgücü ve kendi doğal kaynakları olan ülkelerdir.
Türkiye tek başına
“SÜPER GÜÇ OLMA” potansiyelini taşıyan bir ülkedir.
Türkiye’de
gelişmenin önünü kesmenin en iyi yolu
TÜRK İNSANINI
DÜŞÜNMEKTEN ALIKOYMAKTIR.
DİN, bu iş için
biçilmiş kaftandır.
Amaç Türkiye’de
-SALDIRGAN OLMAYAN- ılımlı bir İslam yaratmaktır.
Türkiye’de din
fazla yükselirse halk çok fakirleşir, ayrıca saldırganlaşır. Türkiye’den ne
işgücü ne de pazar olarak faydalanılamaz.
Türkiye’de İslam
çok gerilerse Bu kez bilim ilerler ve Türkiye kendi ayakları üzerinde durur.
Burada amaç belli
bir din değildir.
Hangi din olursa
olsun, YETER Kİ İNSANLAR FAZLA DÜŞÜNMESİNDİR.
Sömürgecilerden
tam destek alan Harun Yahya, dünyaya bilim dışı mesajı yaymakla görevlidir.
Tek kurtuluşumuz
kendi teknolojimizi üretmektir.
Aydınlanma çağında
treni kaçırdık.
Sanayi hamlesini
yapamadık.
Ama şimdi önümüzde
3 önemli alanda imkanlar var.
NANOTEKNOLOJİ,
BİLİŞİM VE BİYOTEKNOLOJİ.
Türkiye bu
alanlarda yetişmiş eleman açısından çok da geri değildir.
Ülkemizde ve
dünyanın başka yerlerinde Bu alanlarda çalışan cevher insanlarımız var.
Bu insanlara daha
geniş olanaklar sağlandığında 10 yıl içinde Türkiye dünyaya kafa tutar.
10 yıl,
üniversiteye giren bir gencin doktora seviyesine gelebileceği bir süredir.
Camilere,
hacılara, hocalara harcanan para ile Dünyanın en büyük üniversiteleri,
araştırma enstitüleri kurulur.
Size çok açık
söylüyorum, Önümüzdeki 10 yıl içindeki teknolojik gelişmelerin hiç biri Bakıp
öğrenebileceğimiz cinsten olmayacak.
Dizel motorunu
alırsın sökersin, incelersin, biraz çaba ile aynısını yaparsın…
Ama bilgisayar
öyle değil…
Yakında bilimin
hızına yetişemez hale geleceğiz.
O zaman tam
anlamıyla köle olacağımız günler gelecek.
Seçim sizin, ben
uyarımı yaptım.
Hala gerçekleri
görmüyorsanız köle olmayı hak ediyorsunuz demektir…”
*alıntıdır.
Saygılarımla..
İbrahim Halil
Okuyan
İnşaat Yüksek
Mühendisi
18.Haziran.2016
Mersin