Mehmet Göncü
22 Nisan 2016
Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi tüm canlılar deneyimlerle, yani tecrübe ile
mükemmele ulaşabilirler.
Tecrübe
ise yaşanarak öğrenilir. Yaşamadan tecrübe sahibi olmak mümkün değildir.
Örneğin;
el bebek gül bebek büyüyen ve de dış alemle ilgisi olmayan deneyimsiz birinin
yaşam olgusu ve döngüsü içerisindeki başarısı sınırlıdır.
Bakınız;
kafeste doğup büyüyen bir aslan doğaya bırakıldığında, avlanma deneyimi
olmadığı için aç kalır ve tabir caizse tilkilerden dayak yiyer ve sonuçta da
sırtlanlara yem olur.
Bu
nedenle; saçını değirmende unla ağartmamış, hayatı bizzat yaşayarak öğrenmiş
olan yaşlılarımıza değer vermek ve onların tecrübelerinden istifade etmek
gerekiyor.
Onun
için; ‘Yaşlılara, yani büyüklere danışın,
eğer büyük birini bulamazsanız bir büyük taşa danışın’ ata sözünü
büyüklerimiz boşuna dememişlerdir.
Sevgili
okuyucularım, bildiğiniz gibi deneyim, yani tecrübe çok önemlidir. Ünlü mizah
ustası hoca Nasreddin bile bir gün ağaçtan düştüğünde, ‘Bana ağaçtan düşen birini getirin’ demekle tecrübeye verdiği önemi
anlatmak istemiştir.
Eskiden
sıra gecelerinde gençler yaşlıları dinler, onların tecrübelerinden istifade
etmeye çalışırlardı.
Benim
yaşım 75’i buldu. Ben hala yaşlı birini görsem ona hürmet eder, tecrübelerinden
istifade etmeye çalışırım.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.