'Yılbaşı' -1- Urfa Hizmet HABER

Her
yıl 31 Aralık ta yılbaşı kutlanır.

Neden
kutlanır ?

Bunun
Dini bir anlamı var mıdır?

Bu soruların cevabını araştırmak istiyorum.

Ocak ayının İngilizce karşılığı,January.

Osmanlıda ismi,Kanunnisa’dır.

Kanun ,Süryanice bir kelime olup;ocak,fırın
anlamına gelmektedir.

Havalar
iyice soğuyup ocaklar yakıldığı için bu ad verilmiştir.

Hicri ve Rumi takvimi kullanan Osmanlı
İmparatorluğu’nda “Miladi” yılbaşı kutlaması elbette yapılmazdı.

Ama
bu demek değildi ki bu olaydan habersizdiler.

Halkın bu adetle tanışması 1917 Bolşevik
Devrimi’nden sonra İstanbul’a akın eden Beyaz Ruslar sayesinde oldu.

Miladi
Takvimin kabul edildiği 1925 yılını 1926 ya bağlayan gün tatil günü olmadıgı
için işin eğlence kısmı eksik kalmıştı.

1926
yılını 1927 ye bağlayan cuma günü ilk kez yılbaşı kutlaması yapıldı.

1935
yılında “Bütün medeni milletlerce tatil günü olarak kabul edilen 31 Aralık
öğleden sonrasıyla, 1 Ocak günlerinin uygulanmakta olan tatil günlerine
eklenmesi” teklifi kabul edildi.

31.Aralık.1939’tan itibaren yılbaşında büyük
ikramiye çekilişi, Milli Piyango İdaresince yapılmaktadır.

Eski Roma’daki ismi Januaris’tir.

“Janus”,
Yeni Yılı başlatan ayın Tanrısı.

Başlangıçlar
Tanrısı.

İki yüzü vardır Janus’un,

Biri
Geride kalmış yıla, Diğeri yeni yıla bakar.

Janus, Kapılar Tanrısıdır.

Her
geçişin ve zamanın üstünde Güç sahibidir.

Yılı ve Ayları başlatır. Roma medeniyetine ait
bu alıntı yeni yılın tanrısını anlatır.

Janus; İkiyüzlülüğü temsil eden bir Roma
Tanrısıdır.

Roma döneminde kentlere heykeli dikilirmiş ki
bir yüzü kentten girene bir yüzü kentten çıkana bakar böylece kent güvende
olurmuş.

Batı dillerinde Ocak ayını anlatan; “January”,
“Janvier”, “Januar” gibi sözcükler Janus’tan gelir.

Kapıları… Geçişleri… Başlangıçları…

Eski yıldan yeni yıla geçişler, uzun süren
törenlerle kutlanırdı.

Bu törenlerde yeni olan eskiyi kovalar;

Hatalardan,
günahlardan arınılır ve yeni bir yıla girilirdi. Roma, Mısır ve Babil Medeniyetlerinin
üzerinden yüzyıllar ,

Hatta
binyıllar geçti.

Şimdiler
de, Roma Tanrılarına inanan yok ama kutlamalar, Dilekler ve yeni yıldan
beklentiler hala aynı kaldı.

Yani
bu kutlamalar bir gelenek.

Ve biz şimdi “2016” yı bekliyoruz.

Teknoloji ilerledi, ilerledi, ilerledi…

Eskinin
güneş, kum saatlerinin yerini mükemmel güçleriyle Elektronik saatler aldı ama;
Toplumun derin yaralarıyla oynayarak, İnsanlarını birbirine düşürmenin siyasi
çıkardan çok

Tarihe
unutulmayacak yeni hatalar eklemek demek olduğunu Siyasiler hala çözemedi. Bazı
gelişmiş (!) Ülkeler, Gelişmemiş (aslında gelişmesi hiç istenmemiş) ülkeleri
sömür sömür sömürürken, öbür taraftan da “Aslında biz sizi severiz ”
tarzında, Kandırmacalarla yardım elleri uzatarak, Dünya Bankalarına ve
diğerlerine muhtaç duruma getirirken, Bu
ülkelerin Saf İnsanları ” Yahu bu ne garip bir iştir?” diyebilmeyi
yıllardır düşünemedi. Toprağından dünyanın en zengin madeni çıkan ülkelerin;
İnsanları açlık ve sefalet içinde kıvranırken, modern dünyanın
uyuşturucularıyla beslenen insanları; doğanın kendilerine sunduklarını nasıl
paylaşmaları gerektiğini hala çözemediler.
Biz hala, büyük coşkularla “Yeni” yılın gelmesini bekliyoruz.

Diliyoruz
ki “Yeni” yıl eskisini kovalasın.

Hatalardan,
Günahlardan arınalım. Tüm insanlığın en büyük hatası ve günahı olanları
“Yeni” yılda yanımıza almayalım.

Bırakalım “Yeni” yıl, bu
eskilerimizi kovalasın ve

Bambaşka
bir zamanla “Yeni” yıla başlayalım.
Ve bu Enerji ;Yeni yılda; yapmak istediğimiz, fakat sürekli
ertelediğimiz,

Bazı
yeni kararları realize etme ve de yapmak istemediğimiz bazı hareketlerimizi,
Alışkanlıklarımızı bırakma iradesine olanak sağlar.

Hz.Mevlana diyor ki; “Kapı açılır sen yeter ki
vurmayı bil! …

Ne
zaman?

Bilmem!

Yeter
ki o kapıda durmayı bil… ! ”

İyimserlik, bu da geçer diyebilmek, geçmişi
geçmişte bırakıp gelecek zamana bakabilmektir.

Her gün ve her sabah yenidir, Güzeldir.

Her
şey değişir, Değişebilir, Değiştirilebilir.