Mehmet Göncü
4 Mayıs 2015
Kıymetli
okuyucularım, kendimi bildim bileli merak ettiğim bir konu var ki sürekli
düşüncemi meşgul etmektedir.
İnsan
denilen canlının yaşam evresinde sosyal bir varlık olması nedeniyle, başlangıç
ve sonuç noktasına kadar; aile, iyilik, güzellik, dürüstlük, hak ve hukuk
öğretilmektedir.
Yukarıda
saydığım kurumların hiçbirinde hırsızlık, cinayet, vahşet, zulüm, şiddet bu ve
buna benzer davranışlar öğretilmediğine göre, nasıl oluyor da tarihin
geçmişinden bu güne kadar bu olaylar, ferdi ve toplu olarak sergileniyor?
Bana
göre, insanın milyonlarca yıl önceki
içgüdüsel davranışları beynimizin iç şifrelerinde saklanıyor. Bu ilkel
güdüleri, iyi eğitim, iyi öğrenim ve iyi bir aile ve çevre olgusuyla bir
noktaya kadar frenleyebiliyoruz.
Bu
nedenle iyi bir ailenin, iyi bir eğitimin ve iyi bir çevrenin ömür boyu sürmesi
gerekmektedir. Ancak bu şekilde olumsuz
iç güdülerimizi frenleyebiliriz.
Bu
olguyu kuvvetlendiren aşağıda anlatacağım hikâye, benim başımdan geçti.
Dört-beş
yaşlarında olduğum çağlardı.
Annemle
birlikte bir komşumuza öğlenden sonra misafirliğe gittik. Komşumuzun benim
yaşlarda Ahmet isimli bir çocuğu vardı. Çocukla beraber elindeki oyuncağı
sırayla paylaşarak oynamaya başladık. Oyuncak ise terzilerin sokağa attığı boş
bir makaraydı. O devirde şimdiki gibi
çeşit çeşit oyuncaklar yoktu. Boş makarayı avluda, toprak zemin üzerinde
yuvarlayarak oynuyorduk. Misafirliğimiz bitip evimize döndüğümüzde, makarayı
oyunun heyecanıyla cebime koyup eve geldim. Evde makarayı çıkarıp tekrar
oynamaya başladım. Bir an annem makarayı görmüş olacak ki, yanıma geldi, beni
şiddetli bir şekilde uyardı.
Nasihatlerle kırgınlığını ve küskünlüğünü ifade etti. Ayrıca babama da durumu
ileteceğini, onun da beni cezalandırmasını isteyeceğini söyledi. Boş makarayı
ağlaya ağlaya götürüp Ahmetlerin evinin içine attım. Annem her ne kadar babama
söylemediyse de, günlerce beni uyarıp, bir başkasına ait boş bir makaranın dahi
alınamayacağını bana öğretti.”
Aradan
yarım asırdan fazla bir zaman geçmesine rağmen hangi terzi dükkanının önünde
boş bir makara görsem hala irkilirim.
Hayatımın
her evresinde donanımlı bir güvenlik görevlisi gibi gözüme görünen o boş tahta
makarayı ve sevgili annemin faydalı nasihatlerini asla unutmadım.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok
olması dileğiyle kalın sağlıcakla..