Mehmet Göncü
30 Nisan 2014
Normal
0
21
false
false
false
MicrosoftInternetExplorer4
Kıymetli
okuyucularım, memuriyet görevimden emekli olduktan sonra ecdat diyarım olan
güzel Urfama gelip yerleştim.
“İnsan
ölünceye kadar çalışmak zorundadır” prensibinden hareketle çeşitli sosyal
faaliyetlerde fahri olarak görev aldım.
İşte bu uğraşlardan artan zamanımı da yürüyerek çarşı ve pazarları
gezerek, binamızın bahçesine diktiğim çiçek ve ağaçlara su vererek geçiririm.
Ayrıca
her gün birkaç sayfa kitap ve günlük gazeteleri okumayı da ihmal etmem.
Sevgili
okuyucularım, yazımın giriş kısmında da belirttiğim gibi; yürüyüş ve gezilerim
esnasında tanık olduğum ve ilginç bulduğum birçok olay var. Bu olayları zaman zaman
köşemde ayrıntılı bir şekilde yazıyorum.
Benim
en çok üzerinde durduğum husus ise; yazımın konu başlığında belirttiğim bazı
esnaf kardeşlerimizin filozof ruhlu kimseler olmasıdır.
Ben
şahsen onların fikirlerinden ve sohbetlerinden çok faydalanıyorum.
İsterseniz
bazı esnaf kardeşlerimizin dükkanlarına asmış oldukları yazılardan birkaç örnek
vereyim.
–
Haktadır. Haktır en büyük kuvvet
–
Aldatan aldanır ve bizden değildir
–
Güler yüzlü olmayan esnaf olamaz
–
Kanaat sonsuz bir hazinedir.
–
Cahil ile yaptığım hiçbir münazarayı kazanmadım.
–
Görünüşe aldanıp, kimseyi hor görme
–
Sen yaptığın iyiliği unut, sana yapılan iyiliği asla unutma
–
Ne yaparsan yap ancak sonunu düşün
–
Sen dürüst çalış ve devamlı şükür et, o zaman rızkın hem lezzetli ve hem de bol
olur.
–
Basamak basamak çıkılır dama, bunda cebrilikle tamaha sapma
–
Aklın ölçüsü engin gönüllü olmaktır.
–
Ayağını yorganına göre uzat
–
Ben-sen yokuz, biz varız
–
Aklın yolu birdir, birlikten kuvvet doğar
–
İsraf haramdır.
–
Gerçek kör nankör olandır.
–
Arif seyir eder. Alim kelam eder. Kâmil sukut eder. Cahil inat eder. Ahmak boş
laf eder.
Daha
bunlara benzer birçok güzel söz var. Ancak hepsi bu köşe yazısına da sığmaz.
Güzel
söz anlamında iki gün önce kasap dükkânında çok anlamlı bir yazı okudum.
Kasap
Ömer Faruk Canbeyli’nin müşterilerine hitaben kaleme aldığı yazı şöyledir:
İnsanları
sevmeye, saymaya, güler yüz göstermeye, insan onurunu her şeyin üzerinde
tutmaya, her gün bir önceki günden daha gayretli ve daha duyarlı olmaya, her
türlü eleştiriyi dikkate alıp kendimizi düzeltmeye söz verdik.
ET SAN
Ömer Canbeyli
Evet
sevgili okuyucularım, işyerlerinde kitap, gazete ve dergi okuyan, hem çalışıp,
hem de radyo televizyonlardan güncel olayları takip eden, konuların objektif ve
subjektif sentezinden, akli, mantıki ve çok haklı analizler ve yorumlar yapan,
örnek alınacak bu vasıf sahibi esnaf kardeşlerimizin isimlerini köşemde
yazmaktan ben de mutluluk duyuyorum: –
Berber Nejdet Yıldırım, – Kuyumcu Bülent İzgördü, – Fırıncı Mehmet Doğan, – Elektronik cihaz
tamircisi Turgut Gerginci, – Köprübaşı’nda kahvaltılık satan Faruk Aşit, –
Kundura tamircisi Mehmet Şener ve Ali Basmacı ustalar, – Kuyumcu İsmail Mutlu,
– Beyaz eşya tamircisi Yusuf Aksu, – Arıcı Ahmet Demirkol, – Şerbetçi Ahmet
Kahraman, – Gazete bayisi Mahmut Akbulut, – Eczacı Neşet Uçkan ve oğlu Ömer
Faruk Uçkan gibi isimlerini sayamadığım yüzlerce güzel insan ve esnaf var.
Aziz
okuyucularım, benim demem o ki, yaşam olgusu ve döngüsü içerisinde üretimle
tüketim arasında bir köprü vazifesi gören ve de helal kazanç peşinde koşan
dürüst ve şeffaf davranan tüm esnaf kardeşlerimizin Cenabı ALLAH (cc)
rızklarını bol etsin ve kendilerinden binlerce defa razı olsun.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok
olması dileğiyle kalın sağlıcakla.