Sabri Dişli
3 Ocak 2008
Naci ıpek ağabeyimizin bir röportajından yola çıkan dostum Mehmet Kurtoğlu, Üstatları Necip Fazıl Kısakürek’in Urfa seyahati üzerine bazı tespitlerde bulunmuş…
Öncelikle şunu belirteyim; tarafların haklılığı, doğruluğu, yanlışlığı veya sohbetin siyasi boyutu beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor… Beni ilgilendiren “Urfa” bu sohbetin neresinde?
Üstatları fi tarihinde Urfa’ya misafir olmuş… Uzun süren bir yemek sohbetinden sonra üstatları sıkılmış… Yemek muhabbetine isyan etmiş;
“Sizinki yemek değil, yemek yemek değil, şehvet be, şehvet! (dedi). Herkes sus pus…” (M.Kurtoğlu’nun yazısından. )
Belli çevrelerce kabul görmüş, son döneme siyasi olarak da damga vurmuş şair ve yazar, F.Kısakürek Urfa’ya geldiğinde: Tarihe düşen nota bakın:”şehvet be şehvet!”
ışte mesele bu…
Demek ki; koca şair Urfa ile ilgili yazacak bir şiir, iki kelam ilhamı bulamamış… (Benim için ne büyük gam!)
Oysa Ahmet Arif’in ne şiirleri var… Nazım Hikmet üç şiirinde Urfa’dan söz eder… Atilla ılhan’ın en az beş şiirinde Urfa’nın adı geçer… Yahya Kemal Beyatlı, Halide Nusret Zorlutuna, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, daha nice şairler Urfa üzerine şiir yazarken çok mu zorlandılar acaba?
Eğer Urfa’nın yemeğe düşkünlüğü fetişizm boyutuna varmışsa (üstatları öyle diyor)
Koca şair eğer bu memlekette bir tek yemek fetişizmine takılıp kalmışsa…
Üstatlarını Urfa da ağırlayan cenahta bulunan heyetin imajını sorgulamak gerekmez mi?
Taraflara sordum: Kısakürek’in “Urfa ile ilgili yazılı bir anekdotu var mı?”
“Yok”, dediler…
*
Kasap Pazarı’nı pazarlayamadık gitti!
Kasap Pazarı’nda kasapça bir ihale yapıldı… Kasaplar dedi ki: “Burayı kimseye yedirtmeyiz”
Eski icarcı olmalarının avantajıyla ihalede de kiraları astronomik rakamlara çıktılar…
Sonuç ortada…
Kasaplar varken çarşıda sinek vardı…
şimdi esnaf bile yok ki sinek avlasın.
Bomboş…
Kira ıhalesini alan kasaplar olayı yargıya taşımış… “Kira pahalı ödeyemiyoruz”
Hey benim güzel esnafım bunu ihaleyi arttırırken düşünseydin ya!
Zaten çevre düzenlemesinde “çehresizlik” söz konusu….
Kimsenin dinlemek amacıyla orada oturduğu falan yok…
Mevlevihane’nin çevresi işportacılar tarafından işgal edilmiş…
Çevre düzenlemesi yapılırken birde Osmanlı hamamını heba edip yerin altında bırakmışız.
ınsaf kardeşim insaf… Böyle bir yer bomboş bırakılır mı?
Bir de derler ki memleket işsiz… ışgüzarlar işsiz ordusu yaratıyor işte…
Vallahi billahi Kasap Pazarı’nda azdırılan zavallı köpek ve kedi yavrularını arıyorum…
Hatta eski leş kokusu bile şimdiki halinden hoştu.