Nejat Karagöz
23 Eylül 2013
Çocuğunuz SBS’ye girdi, hak ettiği puanı aldı; kazandığı bir liseye kaydını
yaptırıyorsunuz.
Kayıt esnasında sizden bir takım evraklar istiyorlar, normal…
Bir de iki adet kitap istiyorlar; çok, çok güzel…
Demek ki okul yönetimi kitabın önemini bilen, kaliteli bir eğitim vermek isteyen, aydın insanlardan oluşuyor diye düşünüyorsunuz ve kafanıza göre iki tane kitap beğenip alıyor ve okula hediye ediyorsunuz.
Kayıt sırasında bir de sizden çocuğunuzun almasını istediğiniz seçmeli dersleri belirlemenizi istiyorlar. Kendi kanaatlerinize göre birkaç ders işaretliyor, formu imzalıyorsunuz.
Buraya kadar her şey normal.
Derken okul başlıyor ama o da ne?
Seçtiğiniz derslerin yerine başka dersler okutuluyor.
Mesela insan hakları ve demokrasi dersi ile edebiyat tarihini seçmişsiniz.Onlar uçmuş, yerine Kuranı Kerim ve Peygamberin Hayatı dersleri gelmiş.Gerekçeleri de şu: Veliler çoğunlukla bu dersleri seçtikleri için, çok az sayıda seçilen dersleri değiştirdik. Ya da her branşta öğretmen yok, bu sebeple seçmeli dersleri öğretmeni bulunan derslerle değiştirdik. Kesinlikle doğru değil!..
Yakın geçmişte, temel eğitim kesintisiz sekiz yıla çıkarılırken bu çevreler, Kuran öğreniminin erken yaşlarda başlaması gerektiğini,-kesintisiz temel eğitim yasasıyla birlikte getirilen- 12 yaş sınırının aslında Kuran öğrenimini sekteye uğratmak amacı güttüğünü iddia ediyorlardı.
Şimdi, hem o yasa ve hem de Kuran öğreniminde yaş sınırı kaldırılmış olduğu halde bunun liselerde ders olarak okutulması, belli bir amaca hizmet etmektedir.
Bu, din karşıtlığı olarak anlaşılmamalıdır. Bu yapılanlar, aklın ve bilinim nasıl ciddiyetsizce ve vicdansızca kenara itildiğinin bir tespitidir. Peygamberin hayatının liselerde ders olarak okutulmasını ise itiraf edeyim ki anlayabilmiş değilim!
Liselerde, her nasılsa İnsan Hakları ve Demokrasi veya Edebiyat tarihi ya da bunun gibi bilime dayalı, öğrenciyi hayata hazırlayacak derslerin öğretmeni yok ama Peygamberin Hayatını ders olarak anlatacak öğretmen var (!)
Tam bir katakulli…
Bu memlekette bir tek kişi bile herkesten farklı düşüncede olsa, onun düşüncesine, eğitim hakkına, seçimine saygı göstermek zorundasın.
Eğer adamsan, bu böyledir, değilsen, senin yetiştireceğin öğrenciden zaten cacık olmaz!
Benim öğrencilik yıllarıma denk gelen 12 Eylül döneminde, darbeciler bile koca okulda sadece üç kişinin yabancı dili Almanca diye Almanca Lisan öğretmeni göndermişti…
Bunlar darbecilerden bile gerideler eğitim işinde…Onun içindir ki; “Bütün gün boş oturuyoruz, bizlere bazı sanat dallarında eğitim verilse bunları çocuklara aktarabilsek çok daha faydalı olabiliriz!” diyen, bunun için idareye dilekçe veren öğretmenin sesini duyan yok.
Yok kardeşim!
Bu kafanın eğitimle falan alakası yok; bunlar kendi zihinlerinde kurguladıkları bir insan prototipi yetiştirmek gayesindedirler.
Eğitim sisteminin her yıl, her yeni bakanla birlikte baştan aşağı değişmesinin sebebi bu olsa gerek!