Deniz Güney
2 Eylül 2013
Şimdi şöyle samimi bir şekilde bakarsanız, rüzgârın Fakıbaba’dan yana olduğunu görürsünüz.
Ben bunu çok öncelerden de yazmıştım.
O zamanlarda da bu şehrin duayenleri farklı atraksiyonlarda bulunmuştu.Ama şuan bile toplumun nabzını tuttuğunuzda Fakıbaba’nın açık ara önde olduğunu görürsünüz.
Şunu iyi bilmelisiniz ki Fakıbaba artık Başbakanın Prensi.
Size fazlasını da söyleyim;
Bülent Arınç, Muammer Güler, Fatma Şahin, Faruk Çelik, Menderes Türel bile Fakıbaba’yı istiyorsa daha var mı ötesi.
İşte bunun farkında olanlar ve Fakıbaba’nın yeniden aday gösterileceğini duyan bazı Fakıbaba muhalifleri son günlerde ona saldırıya geçti.
Şu an nereye gitsem, kimle otursam, kiminle konuşsam “Ağe Fakıbaba yeniden Belediye Başkanı.” Diyor. Hatta 3 ay önce Fakıbaba’nın aday gösterilmesi konusunda tereddüttü olanlar bile şuan fikrini değiştirmişler.
Fakıbaba hakikaten Urfa’da çok seviliyor.
Onu en çok sevenlerin başında da kadınlar geliyor.
Tabi bunun da nedenleri var.
Ama bunun nedenlerini size burada uzun uzun anlatacak değilim.
Çünkü kadınlar için yaptığı hizmetler ortada.
Şunu da bilmelisiniz ki eğer kadınlar bir adayı seviyorsa oy kullanırken bütün aileyi etkiler.
Eskidendi O; “Urfa’da kadının adı yok” meselesi.
Fakıbaba yeterince hizmet yapmadı diyenlere de 2004 yılı öncesini hatırlamalarını öneririm.
Gözlerinin önüne en azından çukurlu yolları getirsinler.
O yılların tozunu toprağını hatırlasınlar.
Çamurlu ayakkabılarını hatırlasınlar.
Apartmanlarımızın bile çamurlu ayakkabılarımızdan kirlendiği günleri düşünsünler.
Şehir içindeki Eski hayvan pazarını, şehir içindeki Hal pazarını ve Eski nikah salonu ile Eski Otogarı düşünsünler.
Hafif şiddetli bir yağmurda ana caddelerimizin su birikintisinden Venedik gibi olduğu günleri düşünsünler. Hatta su birikintisinden karşıdan karşıya geçerken dizimize kadar suya battığımız günleri hatırlasınlar.
Çamurlu, çukurlu yolları yapmayanların, “Bu yol Karayollarına aittir” bez afişlerini hatırlasınlar.
Bir de Fakıbaba’nın yeni açtığı ve genişlettiği onlarca yolları düşünsünler.
Kızılkoyun’u, Haleplibahçe’yi, Karakoyun Deresini, Tarihi Çarşılardaki yaptığı güzelliklere baksınlar. Ücretsiz yüzme havuzlarını, yaptığı halı sahaları ve pazar yerlerini akıllarına getirsinler. Belediyenin taşeron işçilerine, personeline hatta vatandaşlar için yapımına başladığı konutları hatırlasınlar.
Tabi anlatmakla bitmez… Satırlar da yetmez.
Ha yeterli mi elbette yeterli değil.
Neyse siz bırakın Fakıbaba’nın yaptığı bu hizmetleri şimdi bir yana.
Adam bu şehirde hizmetleriyle olduğu kadar bir zihniyet devrimi de yaptı.
Bu şehirde yaşayan herkese bir özgüven kazandırdı.
Yani Fakıbaba Urfa’da siyaset yapma algısını bile değiştirdi.
Çünkü eskiden eli sopalıların siyaset yaptığı Urfa’da, Şimdi Fakıbaba, sayesinde herkes “Ben de siyasette aday adayı olabilirim.” diyor
Çünkü kimi kimsesi olmayan, her hangi bir aşiretten ve feodaliten gelmeyen Fakıbaba, sade her vatandaşı siyasette cesaretlendirdi.
Bunu anlamak ve görmek isteyenlerin son genel seçimlere bakması yeterli.
Çünkü son genel seçimlerde yanlızca AK Parti’ye 350 aday adayı müracaatı olmuştu.
Bu kadar ilgi AK Parti’nin yalnızca parti olarak aldığı ilgi değildi.
Fakıbaba’nın bu şehir insanına verdiği siyasi cesaretten kaynaklanıyordu.
Maharet yalnızca AK Parti’de ise bu kadar aday aday patlaması neden Türkiye’nin bir başka şehirden olmadı.?
Hatta son genel seçimlerde Urfa’daki adaylardan bazıları Fakıbaba’nın bağımsız adaylığından cesaret alarak adaylığını bağımsız olarak koymuştu.
Fakıbaba sayesinde aslında biz Urfalılar olarak şunu da anladık;
Demek ki Urfa’da siyaset yapmak için illaki her hangi bir aşiretin yada her hangi bir feodal yapının içinde yer almanız gerekmiyor.
Fakıbaba bana göre siyaset okullarında ders konusu, tez konusu olmalı.
Bu analizi yapmak için illaki herkesin Fakıbaba uzmanı kesilmesine gerek yok.
Bi defa Fakıbaba’nın makamına gittiğinizde kapısının önünde hiç eli sopalı adam göremiyorsunuz.
Kapısında bir iki güvenlik görevlisi. Hepsi o kadar.
Eskiden belediye başkalarının makam odasının önü böylemiydi?
Oysa ben O makam kapılarının önünde ve birinci katın koridorlarında geçmişte ne eli sopalı adamlara şahit olmuştum.
Hiç şüphesiz sizler de olmuşunuzdur.
Hatta eski belediye başkanları bir yere gittiğinde etrafında ordu gibi eli sopalıların dolaştığını bilirim. Yalan mı?
Ama şimdi Fakıbaba sabahın köründen gecenin kör karanlığına kadar mahalle mahalle sokak sokak dolaşıyor, yanında yalnızca bir sivil koruması ve bir kaçta ilgili müdürü bulunuyor. Hepsi o kadar.
Şimdi bu kadar siyasi, şehircilik tecrübesi, başarılı çalışmaları bulunan ve içinizden biri olan Fakıbaba mı dersiniz?
Yoksa hiç ismini duymadığınız, yada bürokrasiden gelen kravatlı, devletçi, şehri tanıyana kadar bir hayli zaman kaybedeceğimiz birini mi tercih edersiniz.
Bana sorarsanız. Ben giderim Şanlıurfa’nın 10 farklı ilçesinden 10 farklı köye, hiçbir isim önlerine sunmadan Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi için kimin başkan olmasını istersiniz diye sorarım. Ayrıca Şanlıurfa merkez ve 10 ilçenin 10 farklı mahallesinde de aynı soruyu sorarım.
Bakın görün o zaman herkes Fakıbaba’yı çok tanıdığı ve sevdiği için hemen onun ismini size söylerler mi söylemez mi?
Ama yok ben adayımı tepeden indirecem ve halka dayatacam derseniz buna da pes artık. Vesselam