Bilmem bilir misiniz?

Siverek’in taşları meşhurdur.

Hem de ‘Karataş’ları.

Taş atmak suç olmaktan çıkınca.

Tabi çocukların taş atması da meşru oldu.

Hadi çocukları anladım da.

Koca koca adamların taş atmasını anlayamadım.

Hem de “Karataş”

Yani Siverek taşı.

Aslında attıkları taşların altında kendileri kalıyorlar.

Ama farkında değiller.

Kime taş atıyorlar.

Anladınız siz onu.

Tabi ki Fakıbaba’ya

Evvela onu taşlamak için onun kadar emek vermelisin bu şehre.

Yoksa O’nun yaptıklarından daha iyi ne yaptınız? Diye sorarlar insana.

Öyleyse  “Karataş” altında karayılan gibi sokmayacaksınız.

Rehberlikte karga misali gibi olmayacaksınız.

Aslında onlar “Karataş” atmakta bile usta değiller.

Tamam, Fakıbaba dokunulmaz biri değil.

Haklı eleştiriye, haklı taşlamaya ben de sonuna kadar destek veririm.

Ama son taşlamalar  biraz insaf gerektirmez miydi?

Çünkü Fakıbaba, mesaiye sabah saat 6 da başlarken onlar o saatte sıcak yataklarında bilmem kaçıncı rüyalarındaydılar.

Fakıbaba gece mesaisini saat 24’te bitirirken onlar yine bilmem kaçıncı rüyalarını görüyorlardı.

Fakıbaba yağmur demeden, çamur demeden, sıcak demeden, soğuk demeden çalışırken, onlar şatafatlı makamlarında inanın geyik muhabbeti yapıyorlardı.

Fakıbaba sokak sokak gezip sorunları yerinde çözmeye çalışırken, bazıları Selahaddin Eyyubi’nin türbesini Urfa’da aramadılar mı?

Yani anlayacağınız bazıları Urfa’dan bu kadar bii haberler.

Fakıbaba hafta içi, hafta sonu demeden çalışırken. onlar eteklerinde hiçbir taş kalmamış gibi “Karataş” fırlattılar.

Fakıbaba’ya “Karataş” atarken keşke dertleri Urfa olsaydı.

Bütün dertleri yıpratma siyasi çıkar ve hassütlük.

Hepsi bu.

Başka da hiçbir şey değil.

Rica ediyorum önce şöyle dönüp bir aynaya baksınlar.

İnanın bunlar aradıklarını ayna da bulacaklardır.

Oysa Fakıbaba ile uğraşanları hatırlıyorum da!

Sonra hepsi, bilmem kaç bin volt elektrik çarpmış gibi oldular.

İsterseniz, yalnızca kuruyan ‘Başak’ları hatırlatayım sizlere.

Yetmezse daha fazlasını da hatırlatabilirim.

Ama bugün Fakıbaba’yı bazıları anlamasa da Fakıbaba, Urfa siyasi tarihinde hiç unutulmayacaktır.

Bırakın Urfa’yı Türkiye demokrasi tarihinde bile her zaman hatırlanacaktır.

Bakın göreceksiniz.

Gün gelecek devran dönecek Ve ilerleyen yıllarda torunlarımız “Fakıbaba diye biri vardı” diyeceklerdir bizlere.

Bunu biz istesek de istemezsek de diyeceklerdir.

Vesselam…