Mehmet Göncü
21 Şubat 2013
Kıymetli okuyucularım, malumunuz olduğu gibi ülkemiz elli dört yıldan beridir. Avrupa Birliğine ortak olma uğraşı vermektedir.
Yine bildiğiniz gibi Avrupa Birliği ülkelerinin olmazsa olmaz olarak belirlediği bazı istemler başlıklar halinde üye olmak isteyen ülkelerden istenmektedir.
Objektif olarak değerlendirilip yorumlandığında bu talepler özetle Evrensel İnsan Haklarını koruyarak hukukun üstünlüğüne dayalı bireyin ve toplumun hak ve menfaatlerini ön planda tutan, demokrasiyle taçlandırılmış özgür ve uygar toplumların uyması ve uygulaması gereken kurallardır.
Bu hususta önemli bir gerçek var ki; o da biz bu kuralların çok büyük bir kısmını Avrupa Birliğinin isteminden çok önce hemen hemen iki yüz yıldan beri aşama aşama uygulamaya koymuşuz. Kaldı ki; bu kuralları Avrupa Birliği üyelik koşulu olarak istese de, istemese de demokrasi ile yönetilen bir ülke olarak zaten bu yolda önemli mesafeler almışız ve almaya devam ediyoruz.
Hal böyle iken; Avrupa Birliği ülkemize karşı gösterdiği bu hassasiyeti maalesef Güney Kıbrıs örneğinde olduğu gibi bazı ülkelere göstermemiş ve onları üyeliğe kabul etmiştir.
Bana göre; Avrupa Birliğinin bilinçaltında hala Ortaçağ düşüncesi devam ediyor.
Öte yandan; parametreler çeşitli sebeplere bağlı olarak Avrupa’nın ekonomik ve sosyal geleceğinin de pek parlak olmadığını gösteriyor.
Sevgili okuyucularım, bildiğiniz gibi çağımız uzay ve bilgi çağıdır. Saniyede bir trilyon işlem hacimli bilgisayarlar dünyanın her tarafında, hemen hemen her mekânında tıkır tıkır işliyor.
Demem o ki, bu nedenle herkes dünyamızda olan biteni an be an izliyor.
Artık insanları ve toplumları kandırarak veya güçle sömürme günleri geride kaldı ve bitme aşamasına geldi.
Gördüğüm kadarı ile ülkemizin çok değerli yöneticileri Avrupa Birliğine girme isteğinden bazı haklı nedenlere bağlı olarak henüz vazgeçmemişler.
Ancak Avrupa Birliği de, ilimiz Urfa’da çok söylenen; “Fazla naz aşık usandırır” sözünü iyi düşünmeliler ve asla bu gerçeği unutmamalıdırlar.
Büyük bir hızla gelişen ve çok boyutlu ekonomik potansiyeli ile dünyayla entegre olmuş bir Türkiye’nin Avrupa Birliğine sağlayacağı faydalar sayılmayacak kadar çoktur.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.