İbrahim Halil Okuyan
17 Ocak 2013
Susma;
Konuşmama,
Zaman zaman konuşarak anlatılması mümkün olmayan şeyleri
ifade edilebilme hali ve
Bazen karşıdakine iyi bir Yanıttır.
“Söz Gümüşse Sükut Altındır”
Lafını uygulamaya geçiren eylemdir.
Duymak için Bazen Susmak Gerekir.
“Susmak;
Kimi zaman Ateşe Su,
Kimi zaman da Ateşe Rüzgar olur..!”
Mevlana diyor ki:
“Anladım ki Susmak bir Cüsse işi…
Derin Denizlerin işi…
Serin Sular En Hafif Rüzgârları bile Coşturabiliyor.
Derin Denizleri ise ancak Derin Sevdalar…
Derin Denizlerin Sükutu büyüler beni.
İçimi bir Heybet Hissi kaplar.
Benliğimi hasret duyguları istila eder.
Kalbim Ürpermelerle dolar.
Dalgalı Denizler,
Durgun Mavi Denizler kadar Heybetli gelmez bana.
Göklerin Suskunluğu da öyle.
Gök Gürlemeleri,
Mavi Derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep.
Sükut her zaman daha Manalı, Daha Derindir.
Kalbe sözden çok sükuttan Manalar akar.
İnsan evrendeki Sükutu anlayabilseydi,
Kim bilir belki de Söz olmayacaktı.
İnsanlar Sükutun dilinden anlayacak,
Derin ve Manalı bakışlarla konuşacaklardı.
Ve Ses, Sükutun heybetini bozamayacaktı.
Konuştuğum zamanlar
Hep Acze düşmüşümdür de ondan Kelama sarılmışımdır.
Evrendeki her varlıkta Sükutu bir Süs,
Bir Hikmet olarak algılamışımdır.
Sözü ise ancak bir Zaruret.
Hep Derin Denizler kadar heybetli bir Sükut dinledim ondan.
Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım.
Derinliklerinde gönül ve
Hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum.
Hayatın hiç bir Kasırgası,
Hadiselerin hiç bir Fırtınası onu dalgalandıramıyordu.
O Denize imrendiğim an, Gözlerim şu mısralara takılmıştı:
Gittim, Gittim, Denizin sınır yerine vardım.
Halin bana da geçsin! diye ona yalvardım.
Bir Çılgın vesvesede içim Didiklense de,
Olaydım o Cüssede, O’nun gibi susardım.”
Susmak, susabilmek; Marifettir.
Susmak, Sabır işidir…
Susmak, Asil İnsanlara mahsus Erdemli davranış biçimidir.
Sebebi her ne olursa olsun Anlamlıdır.
Çoğu zaman karşımızdaki Nedenini anlamasa da…
Birçok şeyi ifade eder…
Bazen olanca gücümüzle Haykırmaktır…
Bazen sevdiklerimizi Kırmamak adına kelimeleri Yutkunmaktır…
Fakat en önemlisi;
Sabit Fikirli,
Saygısız sadece ve sadece kendi fikirlerini önemseyen insanların bulunduğu ortamda,
Onlarla aynı Seviyede olmadığımız göstergesidir.
Susmayı becerebilmek gerçekten zordur.
Çünkü susmak,
Sabır işidir,
Sanattır.
Oysaki birileri,
Susmayı cesaretsizlik,
Kabullenmek olarak Algılarlar…
Susmak; Verilecek cevabı olmadığından değildir…
Ayrıca Herkesin Harcı değildir…
Susmak, Susabilmek;
“Asalettir…”
“Aile Terbiyesidir…”
“Vicdandır…”
Anlayana Harfsiz,
Kelimesiz,
Cümlesiz en ustaca cevaptır…
Her şeyden önemlisi de Akıl işidir…
Ünlü bilgeye sormuşlar;
Bir insanın zekâsını nerden anlarsınız?
-Konuşmasından
-Ya konuşmazsa
– O kadar akıllı insan yoktur ki… diye cevap vermiş bilge…
Özetle;
İnsana yakışan her ne konu olursa olsun,
Saygı çerçevesi içerisinde konuşarak anlaşabilmektir…
Konuşarak anlaşılamayacak hiçbir konu yoktur…
Fakat güzellikle konuşabilmek yerine,
Sözle Saldıranlara,
Hadlerini Bilmeyenlere karşı en etkili cevap;
“Onları kaile almadığımızın göstergesi“,olarak Susmaktır.
Sözün özü
“Suskunluğum Asaletimdendir.
Her lafa verilecek bir cevabım var.
Lakin;
“Bir lafa bakarım “LAF” mı diye,
Bir de söyleyene bakarım “ADAM” mı diye?.”
Mevlana
Çevremizde;
Onlar öttükleri için Güneşin doğduğunu zanneden ,
Her şeyin kendi eksenlerinde şekillendiğine inanarak,
“Gak-Guk” edenlere verilecek en iyi cevap;
Susmak ve Onları kendi hayal dünyalarında bırakmaktır.
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
17.Ocak.2013 Şanlıurfa