Ömer Elçi
19 Aralık 2012
Türkiye genelinde hele ki ilimiz de yıllardır ki siyasiler her hangi bir alanda karar verdikten sonra kamuoyunun önerileri vız gelip tırıs gitmiştir…
Yakınmalar yersiz, gereksiz, boş…
Her toplum hak edildiği şekilde yönetilirmiş…
Aşiretçiliği, ağalılığı, dinselliği, ırkçılığı ön planda tutarsan; kocanın, babanın, ağanın, muhtarın söylediği siyasi partiye oy verirsen; bazı siyasilerin dağıtımları ile oyunu satmış olursan; kusura bakma seçilmişler önerilere, itirazlara ”Günaydın” diyebilirler…
Urfa’da son zamanlarda çok tartışılan havaalanının uçak seyirlerine engel oluşturması, seferlerin iptal veya komşu şehir havaalanlarından yapılması serzenişlerine “deve hamutuyla daha güzeldir” diyenler “Günaydın” diyebilirler…
Abide köprülü kavşağı inşaatı sonlanmak üzereyken sivil toplum kuruluşlarının, medyanın vb önerilerine Bakanlar öylesine bakıp; süreçte trafikte yaşanması kaçınılmaz oluşumlara serzenişlerde bulunacaklara “Günaydın” diyebilirler…
Günaydınla taltifleşebileceğimiz örnekler çok olmasına çok da, olması gerekeni söyleyenlerin yaklaşımlarına bazı günaydıncıların “kuzzulkurt” deme olasılığı da ayrı konu…
Eğitim, izan, kültür; gerçekleri, geleceği düşünmek veya düşünmemek yaşam değerleriyken; günaydın var, kuzzulkurt var…
Uluslar arası hava alanı, günaydın…
Abide köprülü kavşağı, günaydın…
11 Nisan stadyumu, günaydın…
Geçmişten günümüze daha nice günaydın…
Günaydın’a, günaydın denilirse; denilene bilirse yaşam daha güzel olabilir…
*
Kendisi olanlara, varlığında her ne olursa olsun sevgiyi, saygıyı dallandıranlara,
Ülkesini, ilini, insanları, hayvanları, doğayı karşılıksızca sevenlere,
Dil, din, ırk, mezhep, siyasal görüş farkı gözetmeyenlere,
Günaydın, sebehel heyr, good morning
Kendini yenilemeyip düşünsel yaşlanmayı, alzaheimerliği kabullenmişlere,
Günü kurtardık, gelecekten bize ne diyenlere,
Sorumsuzluğu, neme lazımcılığı, bireyliğe yürüyüşü öğrenemeyenlere,
Günaydın, guten morgen,bonjour…
Günaydın, günaydın…