Deniz Güney
21 Kasım 2012
Bakan Faruk Çelik’ten bahsediyorum.
Urfa’nın şimdiki Kurt Siyasetçisi.
Hani içinizden o kadar da olsun diyenleriniz vardır
Çünkü üç- dört dönemdir milletvekili
Kaç dönemdir bakanlık yapıyor.
Her dört dönemi bir üniversite olarak kabul etsek bile dört dönemde 4 üniversite bitirmiş sayılır.
Bu da onun kurt siyasetçi olmasına yeter artar bile.
Urfa’dan milletvekili adayı olduğu günden bu yana kırmadan dökmeden bu kentte siyaseti öyle rayına oturttu ki.
Bi kere parti ayrımı yapmadı.
Urfa’daki BDP Belediye Başkanlarını hem ziyaret etti.
Hem de varsa sorunlarını çözdü.
Hatta BDP’nin tutuklu Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan’ı gidip cezaevinde görüp halini hatırını sordu.
Yetmiyor BDP’li tutuklu milletvekilinin susuz köyüne su götürdü.
Bütün bu çalışmalarını da hiç siyasete malzeme yapmadı.
Hiçbir ortamda da bunları dillendirmedi.
Kendi partisinden olmayan belediyelere de hizmet götürülmesi konusunda canla başla çalıştı.
Urfa Belediyesinin SGK’ya olan borcunu takas yöntemiyle çözdü.
Urfa’ya bir günde 25 projenin temellini attırdı.
Topçu Meydanı, Çevik kuvvet çevre yolu gibi daha bir çok projeye bizim projemiz yada belediyenin projesi şeklinde polemiğe girmedi.
Kentte bir sinerji yaratmaya çalıştı.
4 yılda 400 proje konusunda yürüttüğü çalışmalarını da büyük bir hızla sürdürdü..
Bu anlamda Urfa şehir merkezi ve bütün ilçeleri şantiyeye çevirdi.
Doğrusunu isterseniz Urfa hiç bu kadar hizmeti görmemişti.
Kavga etmeden, büyük düşünerek Urfa’yı büyükşehir’e hazırladı.
Yani diyeceğim o ki Bakan Faruk Çelik Urfa için büyük bir şans.
Hatta Urfa’ya çıkmış büyük ikramiye.
Ama Urfa’daki Belediye Başkanları, Sivil Toplum Örgütlerinde istediği sinerjiyi bulamadı.
Bunu da zaman zaman kendisi de itiraf etti.
Geçen gece iki televizyonun ortak yayında
Bakan Faruk Çelik bakın ne diyordu;
“Şanlıurfa’ya kim hizmet ediyorsa benim onlarla iç içe olmam, bir sinerji oluşturmam gerekiyordu. Ben böyle baktım ve böyle yaptım.
Peki buna ayak uyduruldu mu?
Ben ayak uydurulmadığı kanaati içerisindeyim.”
Belikli bu konuda bakanın bir burukluğu var.
Hatta STK ve Belediye Başkanlarını beğenmediğine dair bir itiraftır da bu.
Televizyondaki sözün dönüp dolaşıp Belediye Başkanlığı adaylığına geldiğinde ise
Sanki benim sizlerle daha önceden bu köşede paylaştığım bir yazıdaki aynı sözlere benzer sözler sarf ediyor.
”Belediye başkanlığı benim dünyamda yok. Ben sayın Başbakanın da benim aday olmam için bir telkini olacağını zannetmiyorum. İhtimal vermiyorum. Milletvekili farklı bir pozisyon. Ha şunu söyleyeyim. Ben Şanlıurfa’ya her geldiğimde buradaki insanlara bu kente bağlandığımı da açıkça söyleyeyim. Daha belediye başkanlığına çok zaman var. Adayların tartışılmasına en az 13-14 ay var. Dolayısıyla bu günden bu işlere bir kılıf uydurmak çok zor Nasıl gelişir onları bilemeyiz ama benim söylediklerim çok objektif şeyler. Yani bir insan bir yerde oturuyorsa orada belediye başkanı olmalı. Eğer değilseniz bu olmaz. Yani ben ne Bursa’dan ne Urfa’dan Belediye Başkanlığı düşünmüyorum. Yine de büyük konuşmak istemem.”
“Başbakanın talimatıyla Urfa’dan milletvekili oldum” diyor. Yani kendi keyfine bırakılacak olsa o zaman da milletvekili olmayacağını itiraf ediyor.
Demek ki bu işler öyle pek sizin isteğinize göre olmuyor.
Ayrıca bakan bey, “Büyük konuşmamak lazım ve daha çok zaman var.” sözleriyle de aslında tam bir kurt siyasetçi olduğunu gösteriyor.
Urfa insanına ve Urfa’ya da çok bağlandığını söylemesi de enteresan.
Aslında bütün bu yatırımlar Urfa’yı bir daha kaybetmemenin yatırımları.
Yani diyeceğim o ki;
Bakan bey sanki bizimle saklambaç oynuyor.
Görün bakın sonra da bizi nasıl sobeleyecek
Vesselam