Mehmet Göncü
8 Ağustos 2012
Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz gibi; dünyamız dahil, kainattaki hiçbir varlık tek başına bir anlam ifade etmez ve tek başına da bir bütünü oluşturmaz.
Demek ki, hiçbir canlı veya cansız varlık tam değil ancak birbirinin tamamlayıcılarıdır.
Lügatı hakaike göre; bunun sebebi; Yüce Allah’tan başka hiçbir tam gücün olmayışıdır.
Bütün Akıl sahibi mütefekkirlerin müşterek beyanları şu şekildedir.
“Allah (cc) bütün kemal sıfatlarla donanmış olup, noksan sıfatlardan ise münezzeh ebedi ve ezeli olan tek varlık ve güçtür.”
Ayrıca ALLAH (cc) zamandan ve mekândan da münezzeh olduğu gibi bizce bilinen tüm sıfatların da noksansız sahibidir.
Allah’ın birliğini ve varlığını her akıl sahibi, her gören göz ve her işiten kulak hemen şeksiz ve şüphesiz kabul eder.
Bakınız bir şair bu konuda ne güzel söylüyor:
“İdrakine ne hacet küre-i alem ile
İspatına yeter halk ettiğin bir zerre bile”
Sevgili okuyucularım, yüce Allah’ın sonsuz kuvvet ve kudreti belli iken, o yüce kerem sahibi, hiçbir kutsal kitabında ben dememiş, hep biz demiştir.
Bu manada yüce rabbim hepimizi ben deme yanlışından muhafaza etsin.
Öte yandan sayıları az da olsa bazen Urfa’da kibir ve azametle gezen kimseler de var.
Allah onlara izan versin.
Sonuçta; bu dünya fanidir ve hiçbir varlık da tam değil, bütün mahlukat hepsi birbirinin tamamlayıcısıdır.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla..