Deniz Güney
30 Temmuz 2012
Çayımızda kaçak sevdamız gibi diyordu şair.
Söyleyin o şaire şimdilerde elektriğimiz de kaçak, Suyumuz da. Ruhumuz da kaçak bedenimiz de.
Biz kaçakçı çocukların torunlarıyız.
Hepimiz kaçakçıyız. Sınırı geçerken bir kilo çay için mayına basmış sakat kalmışız. Ya da babalarımız kaçakçılık yaparken mermi yemiş bizler yetim kalmışız.
Aslında sahipsiz Urfa serzenişi buradan geliyor.
Haksızız ama alacaklıyız.
Haksızız ama sesimiz çok çıkar.
Hiç sorgulamayız kendimizi.
Bilmem farkında mısınız?
Aklını kullanan kaçakçılar şimdilerde ithalatçı oldular.
Kaçakçılık huyundan vazgeçmeyenlerse halen isyanları oynuyor.
Kaçakçılık bizim ruhumuza işlemiş.
Şu kaçak elektrikten çektiğimiz hiçbir il çekmiyordur inanın.
Bizim Urfa’da kullandığımız kaçak elektrik kadar Hollanda’nın ve Yunanistan’ın elektrik tüketimi varmış biliyor musunuz.?
Hele şunu düşünebiliyor musunuz geçen yıla oranla bu yıl elektrik tüketimimiz yüzde 55 artmış.
Nasıl olurda Enerji Bakanlığının 6 yıl da ön gördüğü tüketim artışını Urfa, bir yılda gerçekleştirir
Gel de şaşma. Gel de apuşup kalma…
Pelpite etmişiz ortalığı keko…
Sanayimiz mi arttı? Hayır
Üretimimiz mi arttı? Hayır
İhracatımız mı arttı? Hayır
Pamuk ekili alanlarımız mı arttı? Hayır
Düpedüz kaçak kullananlarımız arttı.
Lüks tüketimlerimiz arttı.
Klimasız ev kalmadı.
Nasıl olsa TEDAŞ para tahsilâtı da yapmıyor
Elektrik saatlerine yap bir oyun başla kaçak elektrik kullanmaya…
Ve sonra sabahtan akşama kadar klima çalışsın.
Kışın elektrikli soba çalışsın.
Su depolarının içine at bir elektrik hattı, sıcak su 24 saat aksın, derin kuyulardan dalgıç pompalarla çekilen suların elektriği kaçak çalışsın.
Abonelik yapın denilir kimse yanaşmaz.
Abone olanlar parasını ödemez.
Sonra çiftçi “Devlet borçlarımızı affetsin.” der
Devlet de; “Bölge insanı devlete düşman olmasın” diye göz yumar.
Bu yıllardır böyle.
Bu günkü sorun değil ki bütün bunlar
Mesele yalnızca bu mu?
Değil elbette.
Bizler kaçak kullanmışız, dürüst vatandaşlar kullandığımız kaçak elektriğin parasını ödemiş, haklı olarak “Kaçak elektrik kullananların parasını ben neden ödeyeyim?” Diye soruyor.
Bizim bu yöredeki insanımız da; “Elektriği biz üretiyoruz. Atatürk Barajı bizim. Biz neden elektrik parası ödeyelim” şeklinde saçma sapan bir mantık yürütüyor.
Gel de çık işin içinden.
Bir de peygamberler şehriyiz.
Yakışıyor mu bu bize?
Elektriğimiz kaçak, suyumuz kaçak.
Çayımız kaçak.
Sevdamız kaçak…
Daha sayın saya bilirseniz. Hayatımız kaçak.
Olmaz ki bu kadar da kaçak.
Birazda kaçak güreşmek yerine minderde güreşelim.
Hatta biraz da iğneyi kendimize batıralım.
Yol kapatmakla, kurumlara saldırmakla, ürünüm yandı bitti kül oldu demekle çözülmez bu sorun.
Her yıl bu elektrik kesintileri yaşanıyor.
Gidin farklı bir ürün ekin. Ya da elektrik hatları yenilenirken arazinden direklerin hatların geçmesine izin verin.
Yok izin vermezsin. Zorluk çıkartırsınız. Devlet sana hizmet getiriyor sen izin vermiyorsun. Sonrada bas bas bağırıyorsun elektriklerimiz kesiliyor.
Eee… Kesilir tabi. Bizim hiç suçumuz yok mu?
Birazda bu soruyu sorun kendinize…
Ziraat Odasının sesi çıkmıyor bak.
Demek ki haklı olduğunuz bir nokta yok.
Olsa Ziraat Odası çifçiye sahip çıkardı.
Veselam..