Mehmet Göncü
22 Eylül 2011
Urfa’da günümüzde de halen devam eden “Ahilik töresi ile esnaf pirleri”” hakkındaki bu yazıyı gazetemiz Hizmet‘in değerli okuyucularının bilgisine sunmak için kaleme aldım.
Zaman zaman Urfa’da tarihi çarşıları gezerken rastladığım bazı esnaf geleneklerin de Ahilik töresinin bir kısmının hala devam ettiğini görür ve bu duruma çok sevinirim.
Örneğin; Bedestan’daki sabah duası ve bazı çarşılardaki mezatla alışverişler gibi.
Aslında ilimiz ahalisinin büyük çoğunluğu Ahiliğin ne olduğunu bilir ama bir kez de ben bu önemli konuyu dile getirmek istedim.
Ahilik nedir?
Adını Arapça “Kardeşim” anlamına gelen “Ahi” veya “cömert” anlamına gelen Türkçe “Akı” sözcüğünden alan Anadolu Selçukluları ve Osmanlı devletinin kuruluş döneminde yaygınlık kazanan esnaf ve zanaatkârlar örgütünün temeli Moğol istilasından kaçan Horasanlı esnaf ve zanaatçılar arasında bulunan “Baba” İlyas tarafından atılmıştır.
Ahiliği 13. yüzyılda ilk kez kurum haline getiren ise Ahi Evran’dır. İran’ın Hoy kasabasında 1161 tarihinde bir Türk ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahi Evran, 1 Nisan 1261 tarihinde Kırşehir’de vefat etmiştir. Asıl adı (Ahmet el-Hoyidira’dır)
Tahsilini Azerbaycan’da ve Horasan’da büyük Türk ve İslâm düşünürü Ahmet Yesevi’nin talebelerinden alan, bilahare de Evhaddin Kirmâni ile tanışan Ahi Evran bir çok konuda eser yazmış büyük Türk alimi ve zenaatkârıdır. Ahilikteki en büyük amacı; Vasıflı insan yetiştirerek, üreterek, alın teriyle helal kazanç elde etmektir. Bu onun en büyük ideali olmuştur.
Kendisini minnet ve şükranla anıyor, hakkında cenabı mevlanın lütuf ve rahmetinin bol olması için dua ediyorum. Bazı tarihçilerin belirttiklerinin aksine, ahiliğin ilke, kural ve törenleri ile gerek Bizans kültürü ve gerekse Abbasi halifesi Nasruddin’in kurduğu feta teşkilatı ile bir bağı saptanamamıştır. Ancak var olan değerlerin uygun olanları da red edilmemiş ve kabul görmüştür.
Tamamen Türk İslâm kültürünün sentezi olan Ahilik ve Bacuyun (Kadınların Ahi örgütü) teşkilatları, Anadoluyu bin yıldır yurt edinmiş milletimizin ve toplum yapımızın omurgasını teşkil etmiş ve hak ettiği saygınlığı her zaman görmüştür.
Urfa’da yedi göbek Göncü zanaatının Ahi şeyhlerinden olan ailemin büyükleri ve bizzat zanaat icra eden rahmetli amcalarımdan ve babamdan dinlediğime göre, esasta Ahilik; topluma vasıflı insan yetiştirmek için kurulmuştur. Kazançta belirli topluluklar biçiminde ortaklık, alım-satım işlerinde birlikte hareket, özellikle kalitede standartlaşma temel ilkedir.
Ahilikte bozuk ve çürük mal satılmaz, aksine davrananlar ise meslekten dışlanırdı.
Kendi aralarındaki öz denetim, fiyatların konulan narhın dışında gelişmesini önlerdi.
Esasen ahilik ahlakının dört temel prensibi vardı.
1-Kuvvetli ve galip durumdayken af etmek,
2-Hiddetliyken sakin davranmak,
3-Dost olmayana bile iyilik yapmak,
4-Kendisi muhtaçken bile başkasına yardım etmek olarak sayabiliriz.
Ayrıca Ahilerin Gönül kapısı, sofrası ve eli açık, namahrem bakımından ise; gözü, dili ve beli kapalı olmalıdır.
Ahilik teşkilatına münkir ve münafık olduğu belirlenenlere falcılar, münnecimler haram edilmiş içki içenler, gereksiz yere hayvan öldüren, süfli işlerle iştigal eden kimseler alınmazdı.
Ahilikte hiyerarşi şöyle sıralanırdı:
Yiğit, Yamak, Çırak, Kalfa, Usta, Ahi, Şeyh, Halife ve Şeyh-ul meşâyih
Ahilik teşkilatlarının meslek grubuna göre bilinen ve inanılan pirlerini büyüklerimden duymuş ve not almıştım. Bunları aşağıya çıkarmayı vazife bildim. Eksiklerim varsa af ola..
Göncüler ve Debbağlar: Ahi Evran, Berberler: Hz.Salman Farisi, Terziler: İdris Peygamber (AS), Ayakkabıcılar: Ekber Yemeni, Nalbantlar: Ebulkasım Leyhan, Kasaplar: Kasap Cömert, Saraçlar: Ebul Nasır Haşimi, Bakkallar: Hadi İbni Lebbaş, Kuyumcular: İmam Yusuf, Kürkçüler: Hz.Salih Peygamber (AS), Kahveciler: İmam Hasan Şeyh, Kazancı ve Kalaycılar: Nasır İbni Abdullah, Saatçılar: Hz.Yusuf Peygamber (AS), Fırıncılar: Ebu Habibi Muhittin, Şekerciler: Hasan Basri, Zahireciler: İmam Muhammet Gazelli, Değirmenciler: Hz.Davut (AS) ve Ebu Zeyd Müslüm, Marangozlar: Hz.Habib Neccar, Aşçılar; Muhammed İbni Babari, Cerrahlar: Hz.Lokman Ebu Ubeyid İbni Cerrah, Silahtarlar: Hz.Ali İbni Ebu Talip (R.A.), Çarıkçılar: Hz.Abdulgaffar Fahher, Demirciler: Hz.Davut (AS)ve Ebu Zehl İbni Müslüm… Cenabı Allah (cc) hepsinden razı olsun ve bu zat-ı muhteremlerin kabirleri nur dolsun.
Ahilikle ilgili bugün ilimizde yapılacak olan etkinlikleri tertip eden, bu konuda görevli olan ve emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…