İbrahim Halil Okuyan
7 Eylül 2011
Kimi sürgünde yaşamını yitirirken kimi de İdam edildi.
Mısır, Tunus, Libya ve Suriye’de yaşanan son gelişmeler de
“Zulüm ile Abat Olanın Ahiri Berbat Olur”
Atasözünü bir kere daha doğruluyor.
Bütün siyasi yetkileri kendilerinde toplayan ve halklarına her türlü acıyı yaşatan diktatörlerin çoğu halk ayaklanmalarıyla devrildi.
Bazıları gönderildikleri sürgünlerde yaşamlarını yitirirken,
Kimi diktatörler ise ya öldürüldü ya da intihar etti.
Diktatörlerin feci sonlarına yakın tarih içindeki en acı örneklerden biri devrik Irak lideri Saddam Hüseyin‘in
İdamı oldu.
Irak’ı 24 yıl boyunca demir yumrukla yöneten devrik lider Saddam Hüseyin,
Bir yıl süren Duceyl davasında aldığı ölüm cezasının temyiz makamı Yüksek Mahkeme tarafından da onaylanmasından sonra 30 Aralık 2006’da asılarak idam edildi.
Tahtlarını Seyyar Satıcı Yıktı
Tunus’ta, seyyar satıcılık yapan Muhammed Buazizi’nin, arabasına polis tarafından el konulması üzerine Sidi Buzid şehrindeki bir devlet dairesi önünde kendisini ateşe vermesi Sonu hayatını kaybetmesiyle başlayan protestolar bölgedeki birçok ülkeyi etkiledi.
Tunus’ta; Seçimle iş başına gelen fakat 23 yıl boyunca halkını demir yumrukla yöneten Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali,
İşsizlik ve yoksulluk yüzünden başlayan halk ayaklanmasının sonunda ülkeden kaçmak zorunda kaldı.
Mısır’da; Enver Sedat’a yapılan suikastın ardından Cumhurbaşkanlığı görevinin yanı sıra Ulusal Demokratik Parti’nin liderliğine de seçilen Mübarek, 1987, 1993, 1999 ve 2005 yıllarında yapılan ve muhalefetin katılımının kısıtlandığı seçimlerde arka arkaya dört kez göreve seçilmişti.
Seçimle iş başına gelen fakat demokrasiye inanmayan ve oğlu Cemal Mübarek’i yerine geçirmeye hazırlanan Hüsnü Mübarek, 1981’de ilan edilen sıkıyönetim ile elde ettiği olağanüstü yetkileri muhalif sesleri bastırmak için kullandı.
Sokağın baskısına boyun eğerek, 14 Ocakta, iktidarını bırakıp kaçan Zeynel Abidin Bin Ali gibi Hüsnü Mübarek de yıllardır baskı altında tuttuğu Mısırlıların 18 gün süren protesto gösterilerinin ardından 32 yıllık iktidarını bırakmak zorunda kaldı.
Libya’da; Muammer Kaddafi,1969yılından beri Libya lideri idi.
1969 Kral İdris‘e karşı düzenlen darbeyi yönetmiş ve Libya Cumhuriyetini ilan etmiştir.
Devrim komisyonun başkanı olarak diktatör güçlere sahip olmuştur.
23.Agustos.2011 tarihi itibariyle Kaddafi Dönemi kapanmıştır.
Suriye’de; Hafız Esed,13 Kasım 1970‘te kansız bir darbeyle iktidarı ele geçirdi.
Mart 1971‘de yapılan halkoylamasıyla Devlet Başkanı seçildi.
Hafız Esed yönetimi ülke içinde özellikle Kardeşler ‘in muhalefetiyle karşılaştı.
Müslüman Kardeşler ‘in Hama ‘da bulunan üyelerini ele geçirme gerekçesiyle Suriye Ordusu Şubat 1982‘de Hama ‘ya saldırdı,
10 bin ile 20 bin arasında Sivil, Ordu ateşiyle öldürüldü.
Bu olay “Hama Katliamı” olarak bilinir.
Parti ve devlet yönetimindeki kişisel denetimini sürdüren
Hafız Esed, 1978, 1985,1991 ve 1999‘da dört kez daha devlet başkanlığına seçildi.
2000 yılında Akciğer kanserinden öldü
Suriye’de; Beşşar Esed,
2000 yılından beri Suriye‘nin devlet başkanıdır.
Aynı zamanda Baas Partisi‘nin genel başkanı konumundadır.
2011 yılının başlarında Arap Dünyası‘nda başlayan yönetim karşıtı protestolar ocak ayının sonlarında Suriye’ye de sıçradı.
Siyasi reformların gerçekleştirilmesi talebiyle başlatılan protestoların etkisiyle 1963’ten beri yürürlükte olan olağanüstü hal 19 Nisan’da kaldırıldı.
Bu gelişmeye rağmen Beşşar Esed yönetimi protesto gösterilerini şiddetle ve kan dökerek bastırmaya devam ediyor..
Tarihin Diğer Kanlı Diktatörleri ve Sonları
Almanya’da;Tarihin en kanlı diktatörlerinden Adolf Hitler,
1934’de Hindenburg’un ölümü üzerine devlet başkanlığı ile başbakanlığı birleştirerek diktatör oldu.
2. Dünya Savaşı’nda tüm dünyaya büyük acılar yaşatan Hitler, 1945 Nisan ayı sonunda,
Almanya’nın yenilgisi kesinleşip Ruslar Berlin’de ilerlerken,
Son anlarda evlendiği Eva Braun ile beraber intihar etti.
İtalya’da; Avrupa’nın ilk faşist lideri olan Benito Mussolini İtalya’da 1922’de başa geçmesiyle baskı ortamı başladı.
Duçe, Faşist Parti dışındaki diğer partileri kapattı.
Sendika hareketlerini kanun dışı ilan etti,
Kitap ve gazetelere sansür getirdi,
Eğitimi sıkı kontrol altına aldı ve bunun gibi birçok düzenleme yaptı.
Mussolini ile sevgilisi Clara Petacci,
28 Nisan 1945’de İtalyan mukavemetine mensup savaşçılar tarafından öldürüldü.
Ertesi gün Mussolini, sevgilisi ve birkaç yandaşının cesedi Milano’da Loreto Meydanı’nda sallanıyordu.
Romanya’da; Avrupa’nın son diktatörlerden Nikolay Çavuşesku ise Komünist lider Gheorghiu-Dei’nin 1965’te ölümünden sonra,
Romanya’nın lideri ve Devlet Konseyi Başkanı oldu.
Serbest düşünce ve medya üzerinde çok sıkı kontrol uygulamaya başlayan Çavuşesku, her şeyi karneye bağladı.
Bu uygulama, ciddi yiyecek, giyecek ve ilaç sıkıntısı doğurdu.
Halk açlık sınırında yaşarken Çavuşesku lüks ve ihtişama dayalı bir yaşam sürdürdü.
Doğu blokunun göçmesiyle birlikte Çavuşesku‘nun iktidarı sallanmaya başladı.
1989 yılında Çavuşesku,
Macar asıllıların yaşadığı Timaşvar’da gösteri yapan halka ateş açılmasını emredince,
Başlayan devrim hareketi dalga dalga yayıldı.
22 Aralık 1989 tarihinde karısıyla birlikte kaçmaya çalışırken yakalandı ve ihtişamlı yaşamı,
Eşiyle birlikte idam mangası önünde son buldu.
Yogaslavya’da; Balkanları kan gölüne döndüren eski Yugoslavya’nın Savaş suçu işlemek suçundan Lahey’deki mahkeme tarafından yargılanan eski devlet başkanı diktatör ruhlu Slobodan Miloseviç,
11 Mart’ta hücresinde kalp krizi geçirerek öldü.
Portekiz’de; 1932 yılında iktidara gelen Antonio de Oliveria Salazar,
36 yıllık iktidarında halkına büyük acılar yaşattı.
1968’de beyin travması geçirdikten sonra 27 Temmuz 1970’te öldü.
Filipinler’de; 1986’da halk ihtilaliyle devrilen
Ve yurt dışına kaçan Ferdinand Marcos,
1989’da Hawai’de öldü.
Ülkesinin milyonlarca dolarını yurt dışına kaçırdığı bilinen diktatörün eşi İmelda Marcos ise sahip olduğu binlerce çift ayakkabısı ile dünya kamuoyunun uzun süre dikkatini çekmişti.
Kongo’da;32 yıl boyunca adını Zaire olarak değiştirdiği Kongo’da iktidarda kalan Mobutu Sese Seko,
Kendi adını da Mobutu Sese Seko Kuku Nbengdu Wa Za Banga’ya (Zaferden zafere koşan) çevirdi.
Mobutu, ülkesinin ekonomik iflası ve zorlamalar karşısında 1990 yılında çok partili sisteme geçerek,
İlk kez muhalefetten gelen bir başbakan ile iktidarı paylaşmak zorunda kaldı.
Kabile birliklerinin iktidarı ele geçirmesinden sonra Fas’a sığınan Mobutu,
7 Eylül’de sürgünde yakalandığı kanser hastalığından öldü.
Paraguay’da; Paraguay’ı1954-1989 arasında diktatörlükle yöneten General Alfredo Stroessner,
35 yıllık iktidarın ardından 1989’da devrildi ve Brezilya’ya kaçtı.
Diktatör, 93 yaşında sürgünde hayatını kaybetti.
Etiyopya İmparatoru Haile Selasiye’yi 1974’te deviren askeri yönetimin önde gelen ismi olan Mengistu Haile Mariam‘ın, 1975’ten 1991’e kadar süren yönetim süresince yüz binlerce Etiyopyalı ülkesini terk ederek,
Çeşitli ülkelere sığınmak zorunda kalmışlardı.
1991 yılında devrilen ve Zimbabve’ye sığınan devrik diktatör, ülkesinde yapılan gıyabi yargılamasında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
*Zulüm (Zulüm ya da kıygı, bir kişiye veya gruba başka bir kişi veya grup tarafından ısrarlı olarak kötü davranılması)
Abat (Bayındır, Mamur, Şen, Rahat)
Saygılarımla
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
02.Eylül.2011 Mersin