Sabri Dişli
27 Şubat 2007
Acaba şurada şu cümlede düşüklük var mı? Virgülü şuraya koysam mı? Ya bu cümle çok ağır olmuş, falanca üzerine alınabilir… Tüm endişeleri bertaraf ettikten sonra, itina ile yazarsın. Bir gün bir bakarsın ki; gazetenin üstüne lahmacun serilmiş… Özene bezene seçtiğin yazı başlığının üzerinde maydanoz sere serpe… Dilimlenmiş turplar, en çok sevdiğin cümlenin üzerinde öğütülmeyi bekliyor. Olsun, şimdi biri lahmacunu çiğnerken, canı sıkılır, belki bir satırını okur diye bakarsın… Geğirme sesiyle irkilirsin, turp ve soğandan nasibini almış keskin gaz kokusu karışır havaya… Belleklerden nasibini almadan cümleler; bir harf selilozu olarak mideye düşmüştür… Çekersin içine harflerden emeğini; doğalgaz deyü… Ya da silinen fayanslar kirlenmesin diye ayaklar altına serilmiştir gazete… Bir ağaç yaprağı bir dal daha kopmuştur… Bir dirhem daha küresel ısıya katkı sağlamıştır… Okunmadan, gazete… Doğanın cömertçe sunduğu kâğıdına mı, yoksa üzerine titreyerek sunduğun köşe yazısı mı? Sonu çöplükte biten bu hikâyenin, hangi kesitine yansam… Morartan güç! Ne zaman ki bu mor-güç çıktı, söylentisi yetti. Ev fiyatları yapışan (taklacı) kuş gibi taklalar atarak göğe yükseldi… Kiracılar morardı… Ev değerleri artıkça kiralar yükseldi, kiralar yükseldikçe ev değerleri arttı… Kiralar yükseldi ama kira geliri vergileri yükselmedi… Mor-güç’te çıkmadı… Evini kiraya veren ev sahiplerinin yanakları Pembe oldu, evsizler morarmaya devam etti… Mor-güç’ün getirisi ne götürüsü ne? Kimse hesabını yapmıyor… Mor-güç’ten alınacak kredi tutarı en çok % 2 ucuz… Vadeler aynı… Bu arada 100 bin değerindeki evler 150 bin oldu… Zavallı evsizler (aralarında bende varım) morarıp umutla bekliyor…. Bu günlerde mor-güç yine konuşulmaya başlandı… Korkarım yine moraracağız. Mortegage’yle