Mehmet Göncü
10 Mart 2011
Geçen hafta Cuma günü Saat 11.00 sularında Cevahir Konukevi’nde icra edilen AK Parti aday adaylarından Cevahir Asuman Yazmacı’nın basını bilgilendirme toplantısından çıkmış, Gazeteci-Yazar Naci İpek ağabeyle yavaş yavaş tarihi çarşıların içinden geçerek Haşimiye meydanına doğru yürüyorduk.
Bizi tanıyan esnaflarla karşılaştığımızda da selamlaşıp hal hatır sorarak yolumuza devam ediyorduk. Hemen hemen tüm selamlaştığımız dostlarımız bizi çay içmeye davet ediyorlardı. Mecek (Mencuk) Hanın önünden geçiyorduk. ki, Manifaturacılar Oda Başkanı Sayın Halil Beyaz’la karşılaştık. “Sizi bırakmam, mutlaka bir çayımı içeceksiniz. Hem Belediye tarafından restore edilen hanı bir gezin” dedi.
Teklifini kabul edip, yeni restore edilmiş bu tarihi hanı gezdik. Tek kelime ile ifade edeyim. Bu mekan pırıl pırıl bir hale gelmiş. Emeği geçenleri yürekten kutluyorum.
Dikkat ettim. Belediyemiz tarihi çarşıların hemen hemen tümünü restore amaçlı elden geçirmiş. Kepenkler. Tabelalar, sundurmaların hepsi bir standarda kavuşmuş, pırıl pırıl bir hale gelmiş. Yollar kilit taşlarla döşenmiş ve tertemiz olmuş.
Sevindirici olan ise, Belediyemizin bu alanlarda bulunan diğer tarihi hanları da sırası ile restore edeceği bilgisini aynı zamanda Belediye Meclis üyesi olan Halil Beyaz’dan öğrendik.
Neyse biz dönelim yazımızın konu başlığındaki güzel sözlere.
Mecek hanını gezerken, handaki esnaflardan Ahmet Remzi Küçükoğlu isimli bir dostumuzla karşılaştık. “Vallahi sizi bırakmam, gelip çayımı içeceksiniz” dedi. Halil beyin misafiriyiz dedikse de, “Halil bey de gelsin diyerek bizi ikna etti. Dükkana girdiğimizde, anonim olduğunu öğrendiğimiz güzel ve anlamlı bu veciz sözlerle karşılaştık:
Arif seyr eder,
Alim kelâm eder,
Kamil sûkut eder,
Cahil inad eder,
Ahmak boş laf eder
Bu bilgece sözler bana Yunus Emre’nin şu güzel dizelerini hatırlattı:
“Söz bilirsen söz söyle, seni Molla sansınlar.
Söz bilmezsen söyleme, seni insan sansınlar”
Sevgili okuyucularım, Urfa’da esnaf arasında ahiliğin bazı ilke ve kuralları hala devam ediyor.
O gün bazı işyerlerinde okuduğum uyarıcı levhalardan bazıları şöyleydi:
ALDATAN ALDANIR.
KANAAT SONSUZ BİR HAZİNEDİR.
HELAL KAZANÇ, HELAL LOKMA BALDAN TATLIDIR.
ALLAH ÇALIŞANIN RIZKININ KEFİLİDİR.
EN BÜYÜK SERMAYE GÜVENDİR.
Bu küçük gezimizden çok mutlu olmuştuk. Bizi güler yüzleri ile işyerlerine davet eden hal hatırımızı soran esnafımızın tümüne sevgi ve saygılarımızı iletirken, o gün karşılaştığımız Ahmet Remzi Küçükoğlu’na, Halil Beyaz’a, Mehmet Erişkin’e, Kadir Çılpan’a, Ali Basmacı’ya ve Mehmet Şanel’e bu yazı vesilesi ile bir kere daha selam ve sevgilerimizi iletir, işlerinde bol ve helal kazançlar dilerim.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda, lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla.