Mehmet Göncü
12 Ekim 2010
AHİLİK VE BİLİNEN MESLEK PİRLERİ
Bütün Türkiye’de olduğu gibi, ilimiz Şanlıurfa’da da bugün kutlanacak olan Ahiliğin ne olduğu hakkında aklımızda kalan bir kaç sözü ben de siz kıymetli okuyucularımla paylaşmak istedim.
Şöyle ki;
Adını Arapça “Kardeşim” anlamına gelen “Ahi” veya “cömert” anlamına gelen Türkçe “Akı” sözcüğünden alan Anadolu Selçukluları ve Osmanlı Devletinin kuruluş döneminde yaygınlık kazanan esnaf ve zanaatkârlar örgütünün temeli Moğol istilasından kaçan Horasanlı esnaf ve zanaatçılar arasında bulunan “Baba” İlyas tarafından atılmıştır.
Ahiliği 13. yüzyılda ilk kez kurum haline getiren ise Ahi Evran’dır. İran’ın Hoy kasabasında 1169 tarihinde bir Türk ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ahi Evran, 1 Nisan 1261 tarihinde Kırşehir’de vefat etmiştir. Asıl adı (Ahmet el-Hoyidira’dır)
Tahsilini Azerbaycan’da ve Horasan’da, büyük Türk ve İslâm düşünürü Ahmet Yesevi’nin talebelerinden alan, bilahare de Evhaddedin Kirmânı ile tanışan ahi evran bir çok konuda eser yazmış büyük Türk alimi ve zenaatkârıdır. Vasıflı insan yetiştirerek, üreterek, alın teriyle helal kazanç en büyük idealidir.
Bazı tarihçilerin belirttiklerinin aksine; ahiliğin, ilke, kural ve törenleri ile gerek Bizans kültürü ve gerekse Abbasi halifesi Nasıruddin’in kurduğu feta teşkilatı ile bir bağı saptanamamıştır. Ancak Anadoluda var olan değerlerin uygun olanları da reddedilmemiş ve kabul görmüştür.
Tamamen çeşitli kültürlerin ve bir Türk İslâm ahlâkının sentezi olan Ahilik ve Bacuyun (Kadınların Ahi örgütü) teşkilatları, Anadoluyu bin yıldır yurt edinmiş, milletimizin ve mevcut toplum yapımızın omurgasını teşkil etmiş ve hak ettiği saygınlığı her zaman görmüştür.
Ahilik; topluma vasıflı insan yetiştirmek için kurulmuştur. Kazançta belirli topluluklar biçiminde ortaklık, alım-satım işlerinde birlikte hareket, özellikle kalitede standartlaşma temel ilkedir.
Ahilik bozuk ve çürük mal satmaz, aksine davrananlar meslekten dışlanırlardı. Aralarındaki öz denetim, fiyatların konulan narhın dışında gelişmesini önlerdi.
Esasen ahilik ahlakının dört temel prensibi vardı. Bunları;
1-Kuvvetli ve galip durumdayken af etmek,
2- Hiddetliyken sakin davranmak,
3- Dost olmayana bile iyilik yapmak,
4- Kendisi muhtaçken bile başkasına yardım etmek olarak sayabiliriz.
Ahilik teşkilatına münkir ve münafık olduğu belirlenenlere falcılar, münnecimler haram edilmiş içki içenler, gereksiz yere hayvan öldüren, süfli işlerle iştigal eden kimseler alınmazdı. Ahilikte hiyerarşı şu şekilde sıralanırdı: Yiğit, Yamak, Çırak, Usta, Ahi, Şeyh, Halife ve Şeyhulmeşayih…
Ahi teşkilatlarının meslek grubuna göre bilinen ve inanılan pirleri şu isimlerden oluşuyor:
Debbağlar: Ahi Evran, Berberler: Hz.Salmanı Farisi, Terziler: İdris Paygamber, Ayakkabıcılar: Ekber Yemeni, Nalbantlar: Ebulkasım Leyhan, Kasaplar: Kasap Cömert, Sarraçlar: Ebul Nasır Haşimi, Bakkallar: Hadi ibni Lebbaş, Kuyumcular: İmam Yusuf, Kürkçüler: Hz.Salih Peygamber, Kahveciler: İmam Hasan Şeyh, Kazancı ve Kalaycılar: Nasır İbni Abdullah, Saatçılar: Hz.Yusuf Peygamber, Fırıncılar: Ebu Habibi Muhittin, Şekerciler: Hasan Basri, Zahireciler: İmam Muhammet Gazelli, Değirmenciler: Hz.Davut Ebu Zeyd Müslüm, Marangozlar: Hz. Habib Neccar, Aşçılar: Muhammed İbni Babari, Cerrahlar: Hz.Lokman Ebu Ubeyid İbni Cerrah, Silahtarlar: Hz.Ali ibni Ebu Talip, Çarıkçılar: Hz.Abdulgaffar Fahher, Demirciler: Hz.Davut ve Ebu Zeyl İbni Müslüm…
(Yarın: Ahiliğin geniş tanımı)