Yargılı infaz!….

   Eski bir CHP İl Yöneticisi olarak kırmızı noktalı gelişmeleri üzüntüyle izliyorum. Ama esas üzüldüğüm nokta yaşanan veya ortaya atılan bu iddialarda ki belirsizlik.
 
   Flu bir görüntü var. Odada belden aşağısı çıplak gezen hatunla, James Bond çantasını arayan paçalı donlu muhtereme gözlüklerimi takarak baktim. Bir şeye benzetemedim. Çünkü görüntülere konu olan bedenlerin o kısmı pek vakıf olmadığım yerlerdi. Kimsenin de vakıf olduğunu sanmıyorum. Ne yalan söyleyeyim gülüp geçtim düzmece olduğunu düşündüm.
 
   Kimsede  çıkıp diyemedi. O don Baykal’ındır diye.
 
   İlginç olan Baykal’da benim değil demedi. Önce bir suskunluk yaşandı. Ardindan bir gün bile beklenmeden doğmamış bebeğe don biçiliverdi. Ve o don Baykal’a giydiriliverdi.
 
   İkinci yirmidört saatte şok gelişmeler vardı. Akla zarar gelişmeler. Baykal çıktı medyanın karşısına ve istifa etti. Bu arada Pensilvanya’ya (Bu Pensilvanya’dan kasıt Fetullah Gülen Hoca Efendi oluyor) bu tezgahta parmağı olmadığı için teşekkür etti. Hükümete ise belden aşağı vurduğu için yüklendi. Yani tabiri caizse beni siz bastırdinıza geldi konu. Tabii Tayyip Bey’de kızılca kıyameti kopardı haklı olarak. En vurucu cümlesi şuydu;
 
  ‘Bu  olayı siyasallaştır ve üstümüze at. Bu ahlaksızlıktır’
 
  Yahu tüm bu gelişmelerin neresinde ahlak yatıyor? Biri bunu bana söyleyebilirmi?
 
   Tüm bunlar  olurken esas koz ön plana çıkarıldı bu defa. İkinci bir kaset (yada CD neyse) var. O nedenle Baykal temelli gitti teşhisi kondu olaya. Birincinin varlığını inkar etmeyen Baykal, ikincisi olduğu iddiaları içinde dut yemiş bülbül misali susunca felaket tellalları işe koyuldu, manşetler atılmaya başlandı;
 
  ‘CHP’nin yeni lideri kim olacak?’
 
   Anketlerde hemen Kılıçdaroğlu ismi ön plana çıkıverdi. Ve diğerleri sıralandı. Mikrofonlar uzandı, soruldu varmısınız, yokmusunuz?’
 
   Düne kadar bu bir bayrak yarışıdır, ben bu partinin neferiyim diyenler birer  birer yan çizip ‘YOKUZ’ demeye başladılar.
 
   Benim zaten karışık olan kafam da daha bir karışmaya başladı.
 
   O odada biri basılmışsa bu CHP’nin alayımı ki, elinizi ayağınızı yıkamaya çalışıyorsunuz? Korkuyorsunuz.
 
   İtiraf edeyim Baykal’ı pek sevmem tüm CHP’liliğime inat. Ama bu partiyi son anketlerdeki yüzde 26-27 lere getiren her ne kadar misyon ise de, bunda muhteremin katkısı da inkar edilemez. Suçu bu olabilir mi acep ?
 
   Şimdi  insanın aklına şu soru takiliyor. Olayı inkar eden pek yok. Pensilvanya’ya katkısızlığından dolayı teşekkür ediliyor, katkısı olduğu iddia edilen hükümet ise Baykal’ın koparmadığı kızılca kıyameti kopararak, ‘Bizim bu işte parmağımız yok’ diyor. O zaman akla ‘Elmanın kurdu içindedir’ sözü geliveriyor.
 
  Ve de bir fıkra;
 
  Cehenneme yeni düşen siyasiyi zebanilerden biri yanına alıp gezdirmeye başlamış. Büyükçe bir meydana gelmişler. Altları alev alev yanan kazanlar, içinde kavrulan insanlar. Ve her kazanın başında da nöbetçi, eli tokmaklı bir zebani. Kim çıkmak istiyorsa o zebani tokmağı başına vurup gerisin geri kazana yollar vaziyette. Bizim çiçeği burnundaki cehennemlik siyasinin bir kazan dikkatini çekivermiş.
 
  Refakatçisi zebaniye sormuş;
 
  -Yahu bu kazan da dolu, ama başında eli tokmaklı yok, çıkmak isteyen ise geri düşüyor. Bu neyin nesi? demiş.
 
   Zebani gülerek yanıtlamış;

   -O CHP’nin kazanı. Oraya adam dikmedik. Gerek de görmedik. Çıkmak isteyeni diptekiler zaten bırakmıyor. Paçalarından tutup aşağı çekiyorlar.
 
   Şimdi bir çok okurum ‘eeeee ‘ diyecektir.
 
   Sonrası yok. İkinci kaset varsa Baykal yok, ikinci kaset yoksa, nedense ortada Aslan Sosyal Demokrat yok. Baykal sanki yargili, CHP ise yargisiz infaz edilmis gibi. Yorum sizin.