‘GAP tüm ülkeyi besleyecekti ama yapmadılar’
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Şanlıurfa’nın Siverek İlçesinde üye katılım töreninde konuştu. 1200 kişiyi temsilen 54 kişiye rozet takan CHP lideri Kılıçdaroğlu, törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:
‘‘Bir araya gelmeyi unutmuştuk, kucaklaşmayı unutmuştuk, helalleşmeyi unutmuştuk; buraya kucaklaşmak için, barışmak için, huzur için, kalkınmak için ve helalleşmek için geldim.
Siverek’i biliyorum, bölgedeki önemini de biliyorum, ağırlığını da biliyorum, taleplerini de gayet iyi biliyorum. Az önce İl Başkanımız söyledi, il olma talebimiz var dedi. İl olma talebi konusunda dernek kurduğunuzu da biliyorum. Bu mücadelenin uzun süredir verildiğini de biliyorum. Hafızanızın bir tarafında tutun, bu tarihi de kaydedin, ‘Kılıçdaroğlu söz verdi’ deyin, iktidar olduğunda Siverek il olacak deyin. Bir daha söylüyorum, tarihi unutmayın bir tarafa yazın, söz Kılıçdaroğlu sözüdür, söz verdik mi mutlaka yerine getireceğiz. Bu sözü verdik bunu bir tarafa yazın. Önemlidir, yıllardır bekliyorsunuz, dernekler kurdunuz, belki bu sözü pek çok politikacı size verdi ama unutmayın Kılıçdaroğlu halk adamıdır, Kılıçdaroğlu dava adamıdır, Kılıçdaroğlu garibanların yanındadır, Kılıçdaroğlu eğer bir kişi ben haksızlığa uğradım diyorsa onun yanındadır, hakkın yanındadır, hukukun yanındadır, adaletin yanındadır, unutmayın bunu.
İl Başkanımız konuşurken ‘biraz heyecanlıyım’ dedi. Heyecan güzel bir şeydir. Hepimiz heyecanlıyız, bu heyecanlı ortamda beraberiz, birlikteyiz. Türkiye’nin dünya kadar sorunu var. Sorunu çözmek istiyoruz, sorunları aşmak için, sorunları çözmek için de buradayım. Üç gündür Diyarbakır’dayım. Daha önce Şanlıurfa’daydım, orada da Şanlıurfalılarla kucaklaştık, Diyarbakırlılarla kucaklaştık şimdi Sivereklilerle kucaklaşıyoruz. Sizin terinizi koklamak benim için onurdur ve gururdur, unutmayın.
Başkanımız, ‘heyecanlıyım, tebessüme ihtiyacımız var’ dedi. Tebessümü unuttuk, kucaklaşmayı unuttuk, barışı unuttuk, huzuru unuttuk. Bir karabasan gibi üstümüze çöktüler. Sıkıntılar var. Gencecik, taşı sıksa suyu çıkaracak olan işsizler var, gencecik evlatlarımız, işsizler var. Her evde işsiz var. Bunları çözmek lazım.
Bölgenin tarım bölgesi olduğunu biliyorum, yıllardır GAP’a gerekli özeni göstermediklerini biliyorum. Tarlalar bekliyor, su yok, onu da çok iyi biliyorum. Su boşuna akıyor, onu da çok iyi biliyorum. Beşli çeteye dünyanın parasını verdiler, o paranın yarısını verseler bugün GAP bütün Türkiye’yi besleyecekti ama yapmadılar. Biz yapacağız. Allah’ın izni ve sizin oylarınızla biz yapacağız. GAP’ı göreceksiniz bitireceğiz ve o su bereketli tarlalara akacak göreceksiniz. Alın terinin ne kadar değerli olduğunu göreceksiniz, insanların nasıl ürettiklerini, nasıl çalıştıklarını göreceksiniz. Siz bütün Türkiye’ye göstereceksiniz, bütün dünyaya göstereceksiniz, bundan da eminim.
Efendim Şanlıurfa’ya gittiğimde çiftçi en çok elektrikten şikayet ediyor. ‘Dünyanın parasını istiyorlar bizden’ diyorlar. Şanlıurfalı kardeşlerime söz verdim, dedim ki; ‘Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığını bize verin, bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğiz.’ Ücretsiz olacak. 2 milyon 300 bin hektar arazi taşlık, ekilmiyor. Allah’ın güneşi var, güneş enerjisi, güneşten ısıyı alırken para vermiyorsun, bir şey yapmıyorsun. Bu güneş tarlalarını kurarız, elektriği elde ederiz, hem çiftçi bedava kullanır, aynı zamanda artan elektriği de satarız. Erdoğan şunu söyledi, ‘oraya gittin, elinden tutan mı var, yap’ dedi. Diyarbakır’a geldim, burada uygun ortam olmadığı için gösteremiyoruz, inşallah Salı günü grupta yapacağımız toplantıda televizyonlarda göstereceğiz, onu da grupta da göstereceğiz.
Değerli arkadaşlarım, 6 ilde -Güneydoğu-Doğu’daki 6 ild;e Şırnak’tı, Siirt’ti, Şanlıurfa, Diyarbakır’dı- bütün bunlarda 3 milyar dolarlık yatırım yapacağız. Güneş enerjisi için 3 milyar dolarlık yatırımı yapacağız, 3 milyar dolarlık yatırımı yaptığımız zaman 5 bin megavat elektrik elde edilecek kilovatsaat elektrik elde edilecek. Bu elektrikle bu 6 ildeki yatırım süresi içindeki bütün çiftçilere elektrik ücretsiz verilecek. 6 ildeki elektriği artan önemli miktarda enerji artıyor onu da enterkonnekte sistemi içerisinde satacağız ve parasını alacağız.
Bu yatırım için Erdoğan diyor ki, ‘elinden tutan mı var?’ Diyarbakır’da seslendim, şimdi Siverek’te sesleniyorum: Benim elimi tutmazsan bir, iki istediğim teşviki verirsen, üç istediğim taşlık arazileri tahsis edersen, dört elektrik dağıtım şirketlerine verdiğin hakkı bu şirkete de verirsen söz veriyorum 5 bin megavat gücünde elektrik elde edilecek, bu bölgedeki bütün çiftçilere elektrik ücretsiz verilecek.
Yiğit adam sözünde durur değil mi? Şimdi Siverek’ten bir daha sesleniyorum. Eğer sözünün eriysen; Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsun, tek imzayla her şeyi yapıyorsun, sözünün eriysen benim istediğim 5 şeyi vereceksin. Göreceksin yatırım nasıl yapılıyor, göreceksin çiftçiye elektrik nasıl ücretsiz veriliyor, göreceksin çiftçi nasıl kazanıyor, göreceksin Türkiye nasıl üretiyor. Göreceksin buğday dışarıdan gelmeyecek, pamuk dışarıdan gelmeyecek, mercimek dışarıdan gelmeyecek, fasulye dışarıdan gelmeyecek, canlı hayvan dışarıdan gelmeyecek, mercimek dışarıdan gelmeyecek; her şeyi biz üreteceğiz ve her şeyi biz kazanacağız, göreceksin.
Rakam, diyeceksiniz ki 3 milyar dolar parayı bulabilecek misin? 3 milyar doları Diyarbakır’da açıkladığımda Diyarbakır Ticaret Sanayi Odası Başkanı dedi ki, ‘ben de şirkete ortak olmak istiyorum, beni de ortak yapın.’ 10 büyük belediyemiz bu şirketin ortağı olacak. Eğer arzu ederlerse bütün çiftçiler bu işin ortağı olacaklar. Çünkü hem elektriği ücretsiz kullanacaklar aynı zamanda satılan elektrikten de ek gelir elde edecekler, para kazanacaklar.
3 milyar dolar, 5 bin megavat elektrik yüksek mi? Hayır. Nükleer santral yapıyorlar Akkuyu’da, Mersin’de, 5 bin megavat o da. Değeri 20 milyar dolar. Biz 3 milyar dolara yapıyoruz. 13,5 sentten satacaklar, biz çiftçiye bedava vereceğiz, ücretsiz vereceğiz.
Bunu sakın unutmayın, hafızanızın bir yerinde tutun. Bu yetkiyi bize vermeyecekler, ben bunu da gayet iyi biliyorum. Çünkü doğalgaz lobisiyle kömür lobisi bunlara izin vermeyecek, onu da biliyorum. Beşli çeteye verdikleri imkanı bize vermeyecekler, ben onu da çok iyi biliyorum. Ama sizler bilin; Türkiye’nin büyümesi, Türkiye’nin kalkınması, Türkiye’nin tarımda söz sahibi olması bizim çalışmamıza bağlıdır, ortak çalışmamıza bağlıdır.
Benim bu vaatlerimi iktidarda hayata geçirmek benim yapacağım bir şey değil onu siz yapacaksınız. Güveneceksiniz, bu kardeşinize güveneceksiniz. Benim saraylarda gözüm yok, benim öyle saraylarda oturma gibi bir ahdim de yok, bir amacımda yok. Vatandaş gibi yaşarım, vatandaşa hizmet ederim.
Bizi onlardan ayıran bir şey daha var. Biz devletin adil olmasını isteriz. ‘Devletin dini adalettir’ diyor büyüğümüz. Devletin dini adalettir. Adaleti her yerde biz savunuruz. Kim haksızlığa uğruyorsa onun yanında oluruz. Bu kardeşiniz Adalet Yürüyüşü’nü boşuna yapmadı. Haksızlıklara karşı mücadele ettik ve edeceğiz. Adaleti savunuyorsak hep beraber savunacağız, hep beraber huzuru savunacağız. Bu toprakların bereketini bütün Türkiye’ye yayacağız. Bunu hepimiz amaç olarak, felsefe olarak benimsemek zorundayız; beraber, bir arada.
Gençlerimiz işsiz. Az önce söylediğim güneş tarlalarını kurduğumuz zaman 650 bin kişi iş sahibi olacak. Onlar yapamazlar, biz yapacağız. Göreceksiniz; adaleti göreceksiniz ve bereketi göreceksiniz, ikisini de yapacağız. Hem adaleti, hem bereketi bu topraklara getireceğiz.
Karamsar bir atmosfer var Türkiye’de, bunun da farkındayım. Ama hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Umutsuzluğa kapılma hakkımız yok bizim. Biz kendi irademizle Türkiye’yi aydınlığa çıkaracağız, demokrasiyi getireceğiz bu ülkeye. 6 parti birleştik, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyoruz. Birleşemezler, bir araya gelemezler diyorlardı, bir araya geldik. Ortak görüş belirleyemez diyorlardı, ortak görüş belirledik. Şimdi diyorlar ki, geldiler ama bunlar Türkiye’yi yönetemezler. Vallahi de, billahi de bu haramzadelerden çok daha güzel Türkiye’yi yönetiriz. Haramilerin saltanatına son vereceğiz unutmayın. Herkesin işi olacak, herkesin aşı olacak. Hiçbir evde bir çocuk yatağa aç girmeyecek. Her anne huzur içinde evladını yatağa yatıracak, bunun da garantisini veriyorum sizlere. Savurganlığı önleyeceğiz, israfı önleyeceğiz, yolsuzlukları önleyeceğiz. Türkiye zengin bir ülke, kaynakları olan bir ülke ama 5 kişiye kaynak verirsen milyonlar aç kalır. Biz 5 kişiye değil milyonlara çalışacağız, üretene çalışacağız, alın teri dökene çalışacağız. Hakça çalışıp üretip gelir elde eden için çalışacağız. Adaletli bir yönetim kuracağız. Bundan emin olmanızı isterim.
Efendim kalabalık bir ortam biliyorum. Bakın bir şey daha söyleyeyim, Diyarbakır’da söylediler, ‘nerelerdeydiniz, niye bu kadar geç kaldınız’ diye. Onlara söylediğimi size de söyleyeyim; evet geç kaldık, evet buralara yeteri kadar gelmedik, evet sizin derdinizi dinlemedik, evet sizin sofranıza oturup çayınızı içmedik, yemeğinizi yemedik. Kabahat? Kabahat bizde. Kabahat sizde değil, sizde kabahat hiç yok. Eğer bize bugüne kadar oy vermediyseniz kabahatin tamamı bizdedir. Onun için buraya geldim, onun için diyorum kusura bakmayın, onun için diyorum kabahat bizdedir diye.
İnşallah bundan sonra daha fazla geleceğiz, inşallah daha fazla oturup konuşacağız. Milletvekili arkadaşlarımı göndereceğim buraya. Gelecekler dertlerinizi dinleyecekler ve sorunlarınızı çözmek için çaba harcayacağız.
Diyorlar ki, ‘mazot, gübre…’ Orada bir formülümüz var söyleyeyim. Kamyon şoförü şikayetçi, taksici şikayetçi, otobüs şoförü şikayetçi, tır şoförü şikayetçi, çiftçi şikayetçi, söz vermişlerdi değil mi ‘depoya koyun mazotu, yarısı sizden yarısı bizden’ diye. Tamamını sizden aldılar, bırak vermeyi. Vereceğiz, üreteceksiniz vereceğiz. Gübre fiyatları bakın, çiftçi üretmezse millet aç kalır. Tarım stratejik sektördür. Arabanız olmayabilir, buzdolabınız olmayabilir, çamaşır makinanız olmayabilir, koltuklarınız olmayabilir ama günde üç sefer yemek yemek zorundasınız, üretmek zorundayız. Bu bereketli topraklarda üretmezsek neyi üreteceğiz. Burası aynı zamanda Mezopotamya coğrafyası, buğday ilk bu coğrafyada bulundu. Bu coğrafyanın değerini biliyor muyuz, coğrafyanın önemini biliyor muyuz, tarımdaki tarihini biliyor muyuz, sular boşuna akıyor bereketini karaya getirebiliyor muyuz, arsaya, araziye getirebiliyor muyuz, tarlaya getirebiliyor muyuz? Getirmiyoruz. Meraklanmayın hepsini çözeceğiz. Kural şu olacak, çiftçi ne üretirse üretsin pamuktur, mercimektir, nohuttur, soyadır, mısırdır neyse ne üretirse üretsin. Bir maliyet, dönüm maliyetini hesaplayacağız maliyeti nedir bunun bellidir. Üç kişiyi çağırsanız maliyetini çıkarır. Maliyet artı makul kar, eşittir taban fiyat olacak. Yani çiftçi neyi ekerse eksin asla zarar etmeyecek gelir elde edecek. Eğer bizim belirlediğimiz maliyet artı karın üzerinde bir satış yapıyorsa dünyada istediği yere satsın ama çiftçi zarar eder noktaya gelirse onun malını devlet olarak biz alacağız ve diyeceğiz ki, zarar etmeyeceksin sen kardeşim. Zarar ettirmeyeceğiz.
Devleti yönetemiyorlar biliyorum. Yönetme güçleri yok, yönetme kapasiteleri yok, yönetme birikimleri yok, en önemlisi bunlarda devlet aklı yok. İnşallah biz yöneteceğiz, halk için yöneteceğiz. Rahmetli Ecevit’in bir sözüyle sözlerimi bitireyim. Rahmetli Ecevit, ‘Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen’ derdi. Aynı şeyi söylüyoruz; ‘Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen.’
Bütün dertleri biliyorum, hepsini Allah’ın izniyle aşacağız yeter ki bize destek verin; göreceksiniz hem siz kazanacaksınız, hem Türkiye kazanacak, hep beraber kazanacağız. Türkiye’nin kazanması, sizin kazanmanız, bölgede huzurun sağlanması, başarısının sağlanması için de çok önemli.
Baştan söyledim sakın unutmayın, Siverek’i ne yapacağız? Baştan söyledim unutmayın. İki, Erdoğan ‘elinden tutan mı var’ diyor. Elimi tutma, benim istediğimi ver, elektrik dağıtım şirketlerine hangi imkanı veriyorsan yasal imkanı bana ver, 3 milyar dolarlık yatırım yapacağız, 6 bölgede çiftçiye elektriği ücretsiz vereceğiz. Bunu da ona göstereceğim. İki konuyu unutmayın.”