Ömer Elçi
30 Ekim 2009
Günün birinde çiçekle su karşılaşır ve arkadaş olurlar. İlk önceleri güzel bir arkadaşlık olarak devam eder birliktelikleri, zaman lâzımdır birbirlerini tanımak için…
Gel zaman, git zaman çiçek o kadar mutlu olur ki, mutluluktan içi içine sığmaz ve anlar ki, suya âşık olmuştur…
İlk kez âşık olan çiçek, etrafa kokular saçar, “Sırf senin hatırın için ey su” diye…
Öyle zaman gelir ki, artık su da içinde çiçeğe karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştır. Zanneder ki,
çiçeğe âşıktır ama su da ilk defa âşık oluyordur.
Günler ve aylar birbirini kovalar ve çiçek “Su beni seviyor mu acaba?” diye düşünmeye başlar. Çünkü su, pek ilgilenmez çiçekle…
Çiçek,”Seni seviyorum” der,
Su,””Ben de seni seviyorum “der”…
Aradan zaman geçer, çiçek yine “Seni seviyorum” der,
Su, yine “Ben de” der…
Çiçek, sabırlıdır. Bekler, bekler, bekler…
Artık öyle bir duruma gelir ki, çiçek koku saçamaz etrafa ve son kez suya “Seni seviyorum.” der.
Su da ona “Söyledim ya ben de seni seviyorum.” Der ve gün gelir çiçek yataklara düşer.
Hastalanmıştır, rengi solmuş, çehresi sararmıştır çiçeğin. Su da başında bekler, yardımcı olmak için sevdiğine…
Bellidir ki artık çiçek ölecektir ve son kez zorlukla başını döndürerek çiçek, suya der ki; “Seni ben,
gerçekten seviyorum.” Çok hüzünlenir su bu durum karşısında ve son çare olarak bir doktor çağırır.
Doktor muayene eder çiçeği ve” Hastanın durumu ümitsiz artık elimizden bir şey gelmez.” Su, merak eder, sevgilisinin ölümüne sebep olan hastalık nedir diye ve sorar doktora. Doktor, şöyle bir bakar suya ve der ki: “Çiçeğin bir hastalığı yok, sadece susuz kalmış, ölümü onun için” der.
Ve anlamıştır artık su, sevgiliye sadece “Seni seviyorum” demek yetmemektedir…(Anonim)
*
Yaşamı algılamaya başladığımız andan beri medya ve siyasiler tarafından yönlendiriliyoruz. Tartışma, karalama, oyalama ve de yarışma; yarışmalarsa lafsal ve de toplumun bıkkınlıkla söylediği sidik yarışı.
Son aylara baktığımızda PKK, ETO, açılım, Silahlı Kuvvetlerin ve kurumların yıpratılması; yaş imza, kuru imza derken, Genelkurmayın istifası…
Laf ve gaflarla Cumhuriyetin 86 yılı kutlamalarında herkes umutsuz, mutsuz ve de ne acıdır ki huzursuz mu, huzursuz…
Geçmiş, gün ve gelecek arasında bocalayan, bocalatılan ülke insanları Cumhuriyeti anlamadı mı? Anlayamadı mı? Anlamak istemedi mi?
Cumhuriyetin çocukları sevgiyi de sözelleştirdi…
Yaşamda “seni seviyorum” demek yetmemekte…