Mehmet Göncü
21 Ekim 2009
Geçen Cumartesi günü Şanlıurfa Vakfı Şube Başkanı Sayın Misbah Hicri beni telefonla arayarak, “Yönetim Kurulu üyemiz Sayın Uğur Büyükhatipoğlu’nun yengesi, eski Genel Başkanımız ve halen merkez Valisi olan Sayın Halil Nimetoğlu’nun da halası vefat etmiştir. Cenaze Yusuf Paşa Camisinden öğlen namazını müteakip kaldırılacaktır” dedi.
Camiye vardığımda merhumenin oğlu, meslektaşım Necdet Büyükhatipoğlu, kardeşleri, yakınları ve tüm arkadaşları oradaydılar
Cenazeyi namazdan sonra mezarlığa götürüp dualarla defnettik.
Cenabı Allah mevtanın yerini cennet etsin. Evlatlarına, yakın akrabalarına ve tanışlarına da Sabri cemil ihsan etsin.
Mezarlıktan dönerken okuduğum mezar taşlarındaki bazı anlamlı ve hüzünlü cümleler beni çok etkiledi. Ayrıca rahmetlinin yakınlarının yüzlerindeki kederli ifadeyi de görünce, kendi kendime “Bütün canlılar ölümü tadacaktır” ayeti kerimesini okuya başladım.
Bakın Yunus Emre ölüm gerçeğini nasıl dile getiriyor:
“Bu dünyaya gelen kişi, ahir yine gitse gerek,
Misafirdir vatanına bir gün sefer etse gerek”
Bildiğiniz gibi, Cumhuriyet dönemi şairlerimizden Cahit Sıtkı Tarancı da, ölüm temasını sık sık işlemektedir. Çok etkilendiğim şu mısraların yorumunu takdirlerinize sunuyorum:
“Neylersin ölüm herkesin başında,
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında..”
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla..