Sabri Dişli
5 Haziran 2006
Sayın Vali Muzaffer Dilek şanlıurfa’dayken kendisi ile hiç tanışmadım. şanlıurfa’mın bal rengi taşlarında hep onun “onarım izlerine” rastladım… ıki yıl daha görevde kalmış olsaydı. Belki Millet Hanı turistik bir kültür merkeziydi… Mahmut Nedim Köşkü 11 Nisan Kurtuluş Müzesiydi… Vali Urfa’yı ziyaret etmiş, toplantı yapıyormuş diye duydum. Oldum olası bürokratik havanın estiği toplantıları sevmem. Zorlama gülüşler… eeee daha nasılsınız… daha daha nasılsınızlar.. ıyiyizler iyiyizler… Yok öyle değilmiş… Gözlerimle görmesem inanmazdım. Ziyaretçiler halktan kişilerdi… Taş ustalarıydı… Birkaç yöre ressamı, yazar, vilayet memurları, bazı daire müdürleri… Sıcak bir ortamda buldum kendimi… Bir de sayın Valim beni yazılarımdan tanıdı… Araya reklâm yerleştirmiyorum. şanlıurfa’dan ayrılan bir Vali’nin ben gibi kıytırık köşe yazanını yazılarından tanıması onur verici tabi… Asıl dikkatimi celp eden Vali’nin taş ustası ile olan diyaloguydu. Yeni ustalar yetiştiriyor musunuz? Diye sordu. Hala tarihi taş konakları konuşuyordu… Herkesin yüzündeki samimi ışık gözlerden enerji olarak salona yansıyordu… Bir Vali Urfa’dan geldi… Ama göçüp gidemedi Gönüller tahtında kalmıştı, karşılıklı… Sevdalar paylaşılmıştı Urfa için. Ayrılmaz sevdalar. ******* Son söz Eski çağların meşhur filozofu Zenon, Doksan yaşında bir gün okuldan çıkarken yanlış bir adım attı ve düştü. Eliyle toprağa vurarak: – Geliyorum, geliyorum amma beni niçin bu tarzda çağırıyorsun? ***** LSS (L’Orkestra Seçme Sınavı) Duyan duymayan herkese söyleyin demeye gerek var mı? Herkesin haberi olmuş. Urfa’da çekilecek olan “L’Orkestra”adlı filmde rol alacak yetenekli çocuklar arıyorlar… Müracaatlar ful, dershaneler hemen “oyunculuk ve sinemacılık bölümü” açmış… Gazetemiz haber müdürü şansal’a telefonla konu ile ilgili sorular geliyormuş… Millet köşe olacak, meşhur olacak. Çocuğu üzerinden para kazanacak. Merhum şarkıcı Barış Manço’yu, bir babanın çocuğuna vermesi gereken eğitimi anlatan, hani o ayı görüp yolda U dönüşü yaptığı şarkıyı hatırladım. A de bakiim, aaa Bi de ye de, yeee şimdi bi de ı, ııı Oku bakiim, ayı Yalnız kızlar, ayı Hadi erkekler, ayı Cümbür cemaat, ayı Bütün mahalle, ayı Rol Urfa şivesini iyi konuşan çocuk arıyorlarmış. Babalar da evlâtlarını Urfa şivesi ile çalıştırıyorlarmış. Mesela Köpek yavrusu görünce Ne diyorlarmış… ş de bakiyim O de bakiyim Birde daha ş de Bir daha O de Oku bakiyim…. şoşo… Hadi cümbür cemaat şoşo! Veya biraz daha büyük köpeğe cole deriz ya onu nasıl anlatacaklar. şimdi filmde şivemizle anlattığımız köpek yavrusunun şoşo veya cole olduğunu kim bilebilir? Veya kuşun kuku olduğunu, ne bileyim puşo’nun kedi olduğunu… Yani bizde şive başka olsa da, çocuk dilimiz başkadır. Örneğin çocuğun tuvaleti geldiğinde Aney eam geliiii… Veya duş almak istese… “Beni çimdirimisen” dese Kim anlar. Bu örneklerin sonu gelmez ki; Ben oynamıyorum abi… ***** Ahmets O ne mahsum duruş, o ne acıklı ses tonu öyle… Arıtma benim di Mustafa Çadıycı .. Ühü ühü… beni acılışa çağıymadılay…Kayakoyundan adımı silmisley…Biliyosun milyonları toprağa dömdüm… şimdi beni sıkıstıyıyorlay… Milyonların yerini söyle! diyorlar… Söyleymiyim? Üstelik çoktandıy Teksoy da bana program yapıp, kebap yeme yarışması da düzenlemiyor. Çadırcı: Sen dur abi, bi dahaki haberlere seni konuk edeyim… Alimallah naylon ağaçlarınla onları döversin.