Cüneyt Gökçe
26 Haziran 2009
Üç ayların birincisi olan Recep ayına girdik ve Regaip gecesini de geride bıraktık. Hızla akan bu seyir içerisinde bir de bakmışız ki, Şaban ve Ramazan’ı da geçirdik ve ömür sermayemizden bir fasıl daha tükettik.
Ancak, unutulmamalı ki; önemli olan bu ve benzeri mevsimlerden gereği gibi yararlanmak ve ibret dersi almaktır. Hatta imkânları fırsata dönüştürerek; azami düzeyde istifade etmek, işin en şık olanıdır.
Yanı başımızda fakirler, aç-biilaç yaşamaya devam ediyor ve biz bu manzaradan rahatsız olmuyorsak, bu mevsimden yararlanmış sayılır mıyız?
Rafa kaldırdığımız Kur’an, tozlar arasında kalmayı sürdürüyor ve onu açmak aklımızın ucundan geçmiyorsa, mevsimin gelişinden haberdar sayılır mıyız? Mahallemizde çocuklarımızın tatilini Kur’an-ı Kerim öğretmekle değerlendirecek ve onlara güzel terbiye vererek bizlere yardımcı olacak fedakâr insanlar varken, biz inatla sağır davranmaya devam ediyorsak bu mevsimin bizim için bir anlamı var mıdır?
Trafikte seyir halindeyken ve bu seyirde nasıl davranmamız gerektiği kesin kaide ve kurallarla belirtilmiş iken, bizim bütün bu kuralları görmemezlikten gelerek insanların hak ve hukukuna tecavüz etmemizin, masum insanların hayatlarına kast ederek ömürlerinin baharında onları sevdiklerinden ayırmamızın izah edilebilir bir yönü var mıdır?
Oysa insan değerli bir varlıktır ve bu saygın mahlûkun yüzlercesi her gün trafik terörüne kurban edilmektedir. Trafik kuralını ihlal etmenin -dolaylı olarak- insana katil olma anlamına geldiği unutulmuş durumdadır. Her türlü hürriyet gibi; trafikteki serbestlik de başkasının hakkının başladığı noktada sona erer. Hatta kendimize bile haksızlık ve zulüm yapma yetkisine sahip değiliz. İhlallerin pek çoğu, sabırsız ve pervasız davranmaktan kaynaklanmaktadır. Önü kapalı olan bir araca çaldığımız kornanın hiç kimseye her hangi bir yararı olmadığı bilindiği halde gereksiz ve lüzumsuz rahatsızlıklara sebebiyet verilmekte ve insanların tahammülü zorlanmaktadır. Belirlenen yasal sürati aşmanın her an için risk olduğu bilinmesine rağmen bu kural çiğnenmekte ve normal süratle kurtarılabilen vaziyetlerin sonucunda nice can heder edilmektedir.
Eğer bu mevsim, bize her konuda olduğu gibi bu konuda da sabırlı olmayı öğretir ve hak ihlallerimizin önüne geçerse bizim için anlamlı olmuş demektir.
Gerçekten yazıktır, günahtır; her gün yüzlerce insanımız bir hiç uğruna, trafik haydutlarının hedefi olmakta ve pek çok maddi-manevi zarara maruz kalmaktadır. Nice yavrular yetim, nice bey efendi ve hanımefendiler dul kalmakta ve nice ananın yüreği yanmaktadır. Halbuki bu teröre bulaşanlar da birer ana, baba, evlat ve eş özelliğine sahiptirler. Bunlar hiç mi, eşlerini, yavrularını, analarını ve sevdiklerini hatıra getirmez. Bu ne vurdumduymazlık, bu ne vicdansızlık ve nasipsizliktir.
Trafik hadiselerinin bitmesi duasıyla…