Ömer Elçi
6 Haziran 2009
Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de her kes yaşamından şikâyetçi.
Türkiye’de AKP hükümeti de halinden şikâyetçi olanlardan şikâyetçi. Tek emekli maaşımla gül gibi geçinip giderken, yıllık yüzde 10’u bulmayan artışlarla 1 ay tatile cümbür cemaat giderken; iki yılda bir ev eşyalarını, arabanın modelini yükseltirken, bolluk ve bereket içinde yaşarken sen kalk densizlik-edepsizlik edip hükümetin bazı icraatlarını eleştir…
Başbakan Sayın Erdoğan da en son olarak partisinin ismini AKP olarak kullananlara ”edepsiz” deyip; edepsizlik edenlerden şikâyetçi…
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Demokrat Parti (DP) vs. Adalet ve Kalkınma Partisini de vatandaş ister istemez AKP diyor. Cumhuriyet Halk Partisine CE HA PES vs demelere bu güne kadar ne Sayın Baykal ne de bir başka parti yetkilisi bir şey deme gereği duymadı. Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de insanlar siyasal partinin ilk harflerini söyler ama Başbakan Erdoğan farklılığını yine seslenişiyle fark ettirdi.
Partisine AK Parti diyenler edepli, AKP diyenler ise edepsiz. Meğerse ben de yıllarca edepsizlik etmişim …
Edepsiz olduğumu, edepsiz olarak kamuoyunda anılacağımı sağ olsunlar Sayın Erdoğan’dan öğrendim. Benim gibi edepsizlerle bundan sonra konuşmayın, yazılarımı da okumayın. Başbakan Erdoğan’ın işaret ettiği gibi partisine AKP demişimdir. Edeplilerce devletçi, ulusalcı, laik, Atatürkçü, solcu, Ergenekoncu olabilir olarak fişlenmiş de olabilirim. Umurumda değil devletimi seviyorum, insanlarımı seviyorum. Türkiye’nin ve yaşadığım yerin daha yaşanılır olması için elimden geldiğince çaba harcadığıma da inanıyorum…
Hiçbir zaman edepli olduğumu savunmadım. Başbakanın demecinden sonra kendime yerli yersiz, olmadık yerde ve anda “beni gidi edepsiz beni” diyorum…
* * *
2002’den beri devlete ait ne varsa özelleştirme ile peşkeş çekildi. Şanlıurfa il sınırları içinde de olan mayınlı alanların temizlenmesi ve sonrası işletilme olayını; mayınlı alana bitişik alanlarında özel sektörce işletilmesi (Ceylanpınar- TİGEM) muhalefetçe ve kamuoyunca ne kadar eleştirilse de TBMM’den geçti. “Şanlıurfa’nın da içinde olduğu sınır illerinin Sayın Milletvekilleri yine Başbakanın emriyle parmak kaldırıp indirdiler ama parmak kaldırıp indirirken Türkiye’nin menfaatlerini ve söz konusu illerde yaşayan topraksız insanların durumlarını ne kadar düşündüler?” demek artık geçersiz.
Özelleştirmeler yapılırken kamuoyunun sesi çıkmadı, özelleştirmelerin Türkiye’nin geleceğini ipotek altına aldırılıyor diyenleri de kimse dinlemedi.
Şimdi mayınlı alanlar kimlerce temizlenecek? Kimlere verilecek? Kimlere peşkeş çekilecek? Umurumda değil. 44 yıllığına kiralansın, ikinci 44 yıl için açık kapı bırakılsın. Türkiye’de benim gibi edepsizleri ne ilin vekilleri dikkate alıyor ne de Başbakan; hepsinden önemlisi ise sorgulamayı bir türlü öğrenmeyen ve edeplice oy veren seçmen Adalet ve Kalkınma Partisine AK Parti dedikçe edepli olacağımı, AKP dediğim anda edepsiz olacağımı inşallah unutmam; Sayın başbakanı da sehven AKP dediğimde inşallah kızdırmam.
Başbakan kızdığında kimilerine “ananı da al git” diyebiliyor. Edepsizlik ettiğimi birileri Sayın Başbakana jurnallediğinde inşallah bana da Sayın Bekir Coşkun’a söylediği gibi” Türkiye’yi terk et “ demez…
Başbakan Erdoğan’ın ülke tarihine geçen seslenişinden sonra, kendime yerli yersiz; olmadık yerde ve anda “beni gidi edepsiz beni” diyorum…
Ak Parti diyenler edepliymiş, AKP diyenlerse edepsizzzzz
“Beni gidi edepsiz beni…