İbrahim Halil Okuyan
21 Mayıs 2009
Hayatı, otobanda araba kullanmaya benzetebiliriz.
Bunun için bir hedefimiz olmalı ve ona varmak için gideceğimiz yolu seçmek gerekmektedir, çünkü aynı hedefe giden çeşitli yollar olabilir.
Dikiz aynasında görülenler geçmişimizdir.
Bu yolda geriye gitmek mümkün değildir.
Bu arabanın geri vitesi yoktur.
Her an farklı güzergâhlara dönme ve değişik olaylarla karşılaşma söz konusudur.
Her tercih başka yollara sürükler insanı.
Bu yolda direksiyon sizin elinizde, fren ve gaz pedalı sizin ayağınızın altında ,kaptan sizsiniz!.
İnsan hep doğru yolda olduğunu zanneder, akıl frenine güvenir, ”benden daha iyi kim bilebilir ki?”der.
Doğru bildiği ve inandığı yolda ilerlemeye devam eder.
Oysa kaderinde bir planı vardır ve gidilen istikamet hayırlı değilse bir şekilde ikazlar gönderir insana.
Ama genelde o kenardaki tabelalara pek dikkat etmez insan, oysa onlar çok önemlidir.
Örneğin, İstanbul da Boğaz köprülerinden önce yazar “köprüden önce son çıkış”.
Köprüden önce son cıkış, cıktın cıktın, yoksa başka kıtadasındır artık.
Olası yanlıştan, önce son fırsattır bu.
İnsan hızla ilerler bu yolda, hayalleri hep ileridedir.
Mutluluğu hep ilerlerde bulacağını düşünür, her şeyi erteler.
Hayatın her gününün, ayrı bir güzelliği olduğunu, fark etmez çoğu kere.
Hâlbuki daha küçük hedefleri olsa onlara ulaşması kolay olacak ve her seferde bu küçük şeylerle mutlu olacaktır.
Bu yol üzerinde okuyacağın okulu, evleneceğin eşi, yapacağın işi bulacaksın seçtiğin güzergâha bağlı olarak, her şey senin seçimine bağlı olarak değişecek.
Tabi senin yolun başkalarının yollarıyla da kesişecek, evlenince eşinle, çocuklarınla beraber devam edecek, bu bilinmeyene yolculuk.
Hayat otobanında, son çıkış tabelalarına çok dikkat etmeliyiz.
Örneğin; alkollü araç kullanmak, hızlı araba kullanmak, uykusuz araba kullanmak ve vb eylemlerde geri dönüş yoktur.
İtemeyeceğin kadar büyük araba satın almamalısın.
Herkes üzerine geliyorsa, yanlış şeritte olduğunu bilmelisin.
Bu yolda:
Bakan, aynı zamanda da baktığını gören olmalısın.
Geldiğin zaman boşluk dolduran değil, gittiğin zaman yeri doldurulamayan olmalısın.
Her duyduğuna inanmamalı, elindekinin hepsini harcamamalı ve istediğin kadar uyumamalısın.
Seni seviyorum derken inanarak söylemelisin.
Özür dilerken karşındakinin gözlerinin içine bakmalısın.
Evlenmeden önce en az altı ay nişanlı kalmalısın.
Asla başkalarının hayalleri ile dalga geçmemelisin.
Kırılabilirsin belki ama başka türlü de hayatını tam anlamıyla yaşayamazsın.
Anlaşmazlıklarda dürüstçe savaşmalısın.
İnsanlar hakkında konuşulanlara inanıp, onlar hakkında karar vermemelisin
Çünkü,insanları yargılarsan, onları sevmeye zamanın kalmaz.
İnsanlara beklediğinden fazlasını vermeli ve bu işi yaparken kibar olmalısın.
Yavaş konuşmalı ama hızlı düşünmelisin.
Üç S yi unutmamalısın:
Sevgi – herkese,
Saygı – kendine, başkalarına,
Sorumluluk – Tüm hareketlerin için.
Eğer hata yaptığını fark edersen, hemen onu düzeltmeye bakmalı, bile bile devam etmemelisin.
Konuşmayı sevdiğin biriyle evlenmelisin. Yaşın ilerledikçe sohbet her şeyden fazla önem kazanacaktır.
Anneni sevmeli, saymalı, aramalısın.
Şunu bil ki, bazen sessiz kalmak en iyi cevaptır.
Sevdiklerinle tartışırken, o anı önemsemeli, geçmişi kurcalamamalısın.
Satır aralarını da okumalı, bilgilerini paylaşmalısın.
Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlılık korkudan kurtarır.
Dua etmelisin. Büyük güç verir.
Bazen istediğin bir şeyin olmaması senin için bir şanstır.
Şunu bil ki; karakterin senin kaderindir.
Sınırsızca sevmelisin, her gönülde çiçek olacağına, bir gönülde buket olmalısın.
Sevgi için kollarını kapalı tutmamalısın, sonra kendinden başka tutacak şey bulamazsın.
İçinden ne geliyorsa yapmalı, Doğal olmalısın.
Mutluluk, sorunsuz bir yaşam değil, onlarla başa çıkabilme yeteneği demektir.
Su, ayran ve mineralleri fazla tüketmelisin.
Her gün mutlaka
Sık aralıklarla beslenmelisin.
Asitli yiyeceklerden uzak durmalısın.
Süt ve süt ürünlerini, kuru meyveleri (özellikle kuru kayısı), muz, mevsim meyveleri ve sebzeleri günlük sofrandan eksik etmemelisin,
Çünkü yolun uzun kendine iyi bakmalısın, yolcularının kaderi sana bağlı.
Gülmek için mutluluğu bekleme, sonra tebessüm bile edemezsin…
Hayırlı yolculuklar.